İkinci Yaşam -13-

18.7K 1.9K 635
                                    




"Elizabeth, uyan artık."

"Kalksana artık!"

"Elizabeth?"

"Elizabeth!"

Yorganımın altında huzurlu bir şekilde bilmem kaçıncı rüyamı görürken gelen sinirli bir çığlık sesiyle gerçekliğe geri döndüm. İlk birkaç saniye ne olduğunu algılayamasam da üzerimdeki yorganın çekilmesiyle gözüme giren güneş ışığı rahatsız olmamı sağladı. Elimi başımın üzerinde koyup mızırdanarak yatmaya devam ettim. Bir rahat bırakın da uyuyayım!

"Bak hala yatıyor, kalksana." Tam kulağımın dibinden gelen sesle elimi yüzümden çektim ve güneş ışığından dolayı kısılan gözlerimle sabahın köründe kimin beni uyandırmaya kalkacak kadar cesaretli olduğunu görmek için karşımdaki kişiye diktim bakışlarımı. Her kimse bunun cezasını çok kötü çekecekti!

Gözlerim ışığa alışınca kısmayı bıraktım ve yatağımın dibinde dikilen kişinin kollarını bağlamış sinirli bir şekilde bana bakan bir adet Cindy olduğunu kavradım. Tamam cezalandırma konusunu tekrar düşünebilirim, uyandıran Cindy ise yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Ancak bu ona sitem etmemin önüne yine de geçemezdi. Sabahın köründe uyandırılmıştım sonuçta lütfen!

"Cindy, sabahın köründe dikilmiş çığırarak beni uyandırma sebebini sorabilir miyim?" Anlaşılan söylememem gereken bir şey söylemiştim. Cindy sinirli suratını burnumun dibine kadar sokmuştu çünkü.

"Tüm leydilerin bulunacağı kahvaltıya az bir zaman kalmış olmasına rağmen hâlâ uyuduğundan olabilir mi acaba?"

Hâlâ uykulu halimle dediklerini algılayabilmem zor olmuştu. Kavradığımdaysa yataktan hışımla kalkmam bir oldu.

"Eğer öyleyse neden beni uyandırmaya gelmedin ki? İnsan bir uyarır böyle böyle diye! Ne yapıyordun bunca zamandır?" Bir yandan Cindy'e laf yetiştirip bir yandan da hızlıca giyecek bir kıyafet bulmaya çalışıyordum.

"Sen dalga mı geçiyorsun? Bir saattir odanda durmuş seni uyandırmaya çalışıyorum! Ama tebrik ederim, uykun o kadar derin ki ne yaparsam yap kalkmadın."

Kaşlarımı çattım ve Cindy'e döndüm. Burada hazırlanmam lazımdı o hala bana laf yetiştiriyordu ayıp ayıp!

"Aşk olsun Cindy, geç kalmışım sen hâlâ bana kızıyorsun. İş mi bu?"

Eğer biraz daha Cindy'le uğraşırsam çığrından çıkabilirdi bu yüzden yüzüme masum bir gülümseme kondurdum ve çatık kaşlarıyla sinirli bir şekilde bana bakan Cindy'i yumuşatmaya çalıştım.

"Tamam, hadi hadi. Unutalım bunları. Gel de yardım et hazırlanmama."

Pes etmiş şekilde çatık kaşlarını düzeltti ve derin bir nefes alıp bana yardım etmeye koyuldu.

Daha ilk günden kahvaltıya geç kalırsam hiç iyi olmazdı. Bu yüzden elbisemin nasıl olduğunu umursamayıp bir tane geçirdim üzerime. Saçlarımı da gelişi güzel tarayıp hızlı bir şekilde kahvaltı salonuna indim.

Lütfen geç kalmış olmayayım, lütfen geç kalmış olmayayım.

Bildiğim tüm duaları içimden sıralarken yemek yiyeceğimiz salona giriş yaptım. Etrafı yiyeceklerle donatılmış masada ben hariç tüm leydilerin oturduğunu görmemle bir hüzün sardı bedenimi. Geç kalmış olmanın verdiği mutsuzlukla içimi çekerek omuzlarımı düşürdüm. Cidden moralim bozulmuştu. İlk günden her yere geç kalıyorum gibi bir imaj vermek istemezdim hiç.

Zaten her yere geç kalmıyor musun? İlk günden nasıl biri olduğunu öğrenmiş oldular işte.

Sussana sen bir.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin