İkinci Yaşam -3-

24.1K 2.1K 526
                                    

At arabasının içinde uzun süre oturmak sıkıntıdan patlamama yol açacaktı yakında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

At arabasının içinde uzun süre oturmak sıkıntıdan patlamama yol açacaktı yakında. Sabahın erken saatlerinde yola çıkmıştık fakat yakında hava kararacak olmasına rağmen hala saraya varamamıştık.

Derin bir iç çektim ve arkama yaslandım. Uzun süre kapalı yerlerde oturmak hoşuma gitmezdi hiçbir zaman. Araba yolculuklarını da bu yüzden hiç sevmezdim ve emin olun at arabası bundan çok daha korkunçtu. Kendimi kafese tıkılmış bir kuş gibi hissetmeme sebep oluyordu.

İçeriye tekrardan göz gezdirdim. Oturduğum yerin karşısında saraya gitmemden sorumlu olan bir koruma duruyordu. Saçları üçe vurulmuştu ve alnının sağ tarafından başlayıp çenesine ulaşan bir yaraya sahipti. Kılıçla oluşmuş bir yara gibiydi. Savaş esnasında ya da antrenman sırasında oluşmuş bir yaradır, diye düşündüm.

İlk gördüğüm zamandan şu ana kadar suratında mimik oynamıştı. Düz bir şekilde karşısına bakıyordu kaç saattir. Yaşadığının tek belirtisi gözlerini kırpması olabilir. Birkaç kere konuşmaya çalışmıştım ama çoğu soruma cevap vermemişti. Sadece yolculuğa başlamadan önce kendisinin saraya gidene kadar benim korunmamdan sorumlu olduğunu söylemişti. Evet, korumam olması iyi bir şey fakat gerçekten daha konuşkan ve robota benzemeyen birini bulamadınız mı tanrı aşkına!

Kafamı camdan dışarı çevirdim. Sıra sıra ağaçların arasından sonunda sarayın kulelerini görebilmiştim. Yakın zamanda varacağız gibi duruyordu. Bu görüntü tatmin olmamı sağladı.

Kitapta Elizabeth çoğu leydiden önce saraya varmıştı. Nişanlısı Alexander ile baş başa daha çok vakit geçirebileceğini ummuştu. Ama böyle bir şey olmuş muydu? Tabii ki hayır! Erken geldiği günlerin tümünü tek başına geçirmişti.

Bu eski Elizabeth için çok yıkıcı bir durum olabilirdi ancak benim tam olarak istediğim biraz yalnız kalmaktı. Bu günleri araştırma yaparak geçirmeyi düşünüyordum.

Sarayın kütüphanesi krallıktaki en geniş kapsamlı kütüphaneydi. Orada Elizabeth olmamla ilgili birkaç şey bulabilirim belki diye umut ediyordum.

Bunlar hakkında düşünürken sarayın girişine vardığımızı fark ettim. Yanımdaki koruma benden önce aşağı indi ve at arabasının arkasından dolanıp benim de inmem için kapımı açtı. Böyle şeylere pek alışık değildim bu yüzden teşekkürler diye mırıldanıp onun da yardımıyla araçtan indim.

Saray yolunun iki tarafında ana kapıya kadar ağaçlar bulunuyordu. Ağaçların sol taraflarındaysa giriş kapısına kadar fıskiyeler dizilmişti. Fıskiyeler tahminime göre altındandı ve çok ihtişamlı duruyorlardı. O fıskiyelerden bir tanesi bile halktan birinin tüm hayat harcamalarına yeterdi.

Gözlerimi devirdim. Resmen parayı harcayacak yer bulamayıp altından fıskiye yaptırmışlar. Ne kadar akıllıca!

Etraf çimlerle kaplıydı ve giriş kapısının önünde bir kadın heykeli bulunuyordu. Heykelin yanındaysa bir saray hizmetlisi bekliyordu. Yanımdaki koruma selam verip ayrılmıştı. Bundan sonrasında saray hizmetlisinin yardımcı olacağını düşünüp yanına ilerledim.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin