Özel Bölüm

15.1K 1K 584
                                    


Eveeet yüz yıl sonra yeni bir bölüm paylaşıyorum...Umarım severek okursunuz ve kitabı unutmamışsınızdır 🙂🙌

İkinci kitap ne zaman diye soranlar için en sonda açıklama yaptım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İkinci kitap ne zaman diye soranlar için en sonda açıklama yaptım. Bölümü okuduktan sonra bakarsanız sevinirim^^

•••

12 yıl önce, Lamensis Krallığı sınırları

Çimenlere vuran, doğanın içine işleyen güneş ışınları sanki içinde kopan fırtınayı dindirmek istercesine yüzünü aydınlatıyordu. Hafifçe esen rüzgarda kıpırdayan yapraklar hışırdıyor, etrafa tatlı bir melodi sunuyordu. Günlerdir doğru dürüst uyuyamamıştı. Şimdiyse uzun süre sonra bulunduğu bu güven verici orman ona huzur veriyor, bir ağacın kenarına kıvrılıp uyuması için sanki ona sesleniyordu.

Bir anlığına da olsa yüzünü minik, neredeyse belli olmayacak tatlı bir gülümseme kapladı. Sadece bir an, çok küçük bir an yaşadığı zamanı unuttu. Ancak bu küçücük mutluluk uzun sürememişti. Yaşadığı acı verici travmalar gözünden bir film şeridi gibi geçince ne anlık mutluluğu kaldı ne de geleceğe dair umudu. Acıyla yüzünü buruşturdu.

"Bundan sonra ne yapacağım?" diye yüzünce kez geçirdi içinden. Buraya gelmeden önce kafasında her şey çok netti. Tek amacı kaçmaktı. Ülkesi için, kendi canı için, ailesinden geriye kalan tek değerli kişi olan kardeşi için yapmalıydı bunu. Kendi benliğini oluşturan tüm bağları koparmalı, gerekirse eski yaşamını tamamiyle unutmalıydı.

"Sadece bir süreliğine," diye mırıldandı uzayan yemyeşil çimlerin rüzgarda sallanışını izlerken. Kimsenin olmadığı bu ıssız ormanda kendisini avutmaya çalışıyordu. "Ülkem için yapıyorum bunu," dedi bu sefer daha net bir sesle. İnce kaşları ciddiyetle çatılmış, yüzü gerilmişti.

Kafasında dönüp dolaşan planlara göre belki birkaç ay, belki de birkaç yıl katlanması gerekiyordu. Amcası öldüğünü düşünene, onu tamamen unutana kadar bu bilmediği topraklarda ne şartlarda olursa olsun yaşamaya katlanacaktı. Sonra, düzelecekti her şey. Tekrar geri dönecekti kendi evine. Tekrar eski haline sokacaktı her şeyi. Ve en önemlisi, hakkı olan taht tekrar onun olacaktı.

Aklında dönüp dolaşan düşüncelere ve intikam planlarına öylesine dalmıştı ki uzaktan ona doğru yaklaşan insan seslerini ilk başta fark edememişti. Olduğu bölgeye yaklaşan at nallarının sesi kulağına iliştiği anda çok çevik bir şekilde üzerindeki pelerinle yüzünü tamamen kapattı, alnına düşen kızıl tutamlarını geriye atarak saçlarının gözükmemesine büyük bir çaba gösterdi.

Charles, bu ülkede neredeyse beş gün geçirmişti. Mladenovski'den kraliyet ailesinin tarafında olan birkaç güvenilir aile dostunun yardımıyla gizlice kaçmış, Lamensis'e doğru yol alan ticaret arabalarının içine karışmıştı. Amcası onu her yerde arayabilirdi fakat o bile düşman krallığın topraklarına girecek kadar delirmiş olduğunu düşünemezdi.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin