| WATTYS 2021 KAZANANI |
Melis Aksoy, her yerde görebileceğiniz türde sıradanlığa sahip bir genç kızdı. Onu diğerlerinden ayıran mükemmel bir dış görünüşü veya herkesi şaşkına çevirecek zengin bir hayatı yoktu. Ancak kötü bir hayata da sahip değildi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sınır, +600 oy ve +1,5k yorum. Lütfen satır arası yorum yapın^^
Bir sonraki bölüm final aşklar ♥️
***
Cindy ile tanışıp yakınlaşmam hiçbir zaman planlarımın arasında olmamıştı. Beklemediğim bir anda bu evrende güvenebileceğim birisine sahip olmuşum gibi hissettirmişti. Onunla dost olmak, burada içimi sıcacık hissettiren ilk şeydi.
Parmaklıklar arasındaki beni duygusuzca izleyen simsiyah gözleri aramızdaki her şeyi berbat ettiğimi suratıma bağırıyordu adeta.
Yıtkunarak anahtarı deliğe soktum. Eğer bugün ölmezsek ve işleri yoluna koyabilirsek ikimizin arası düzelir miydi, yoksa iki yabancıdan farksız mı olurduk bilemiyordum. Titreyen ellerim anahtarı çevirip, Cindy'nin çıkması için demir parmaklıkları ittirirken bana olan bakışlarında hâlâ bir değişiklik olmamıştı.
Titremem, ellerimden bedenime doğru yol almaya başladığı sırada Cindy hücreden dışarı adımını attı. İçerisi boşalınca kapıyı geri kapatıp anahtarı boynuma tekrardan astım.
"Ne olduğunu kısaca özet geçin ve durumun ne kadar kötü olduğunu söyleyin," dedi Cindy gözlerini bir kere bile bana çevirmeden. Cevap bekleyen gözlerle Nicholas'a kafasını çevirince muhattap olacağı kişinin sadece korumam olacağını açıkça belli etmişti.
"Saraya daha önceden giriş yapmışlar. Kaç kişi olduklarını bilmiyoruz, fakat odaların birçoğuna verdikleri zarardan sayılarının fazla olduğu belli. Ya da daha kötüsü, ellerindeki büyücüler o kadar iyi ki yaptıkları patlamayla taht odası ile sarayın geri kalanını bölecek seviyede becerikliler."
"Taht odası mı? O zaman-"
Dehşetle bağırmamı kesen Nicholas beni direkt cevapladı.
"Evet, krala ulaşamıyoruz."
Bu...çok ama çok kötüydü. Kralın başına bir şey gelmesi durumunda ülkede iç çatışma bile çıkabilir, kraliyet parçalanabilirdi. Tüm olasılıkları gözden geçirirken, "Prenslerin durumu nasıl?" diye bir soru soran Cindy kafasını yana eğdi. Siyah saçları böylece omzuna döküldü.
Nicholas'ın bu soruyla omuzları çöktü.
"Julian nerede bilmiyoruz. Alexander ise güvenli odaya götürüldü."
Julian'ın iyi olmasını umut etmekten başka çarem yoktu. Olası tüm kötü senaryolarda krallığı ayakta tutabilecek en son şans kesinlikle ondan başkası değildi. Üç prens ülke dışındaydı, diğeri ise benim yüzümden baygın hâldeydi.
