"Öncelikle saraya olan yolculuğunuzdan dolayı yorgun düştüğünüzü sanıyorum. Bu yüzden bugün sizi fazla yormadan sadece birkaç önemli şeyden bahsedeceğim leydiler."
Daha kimse Carmen'in kovulması şokunu atlatamamışken Kraliçe Florence hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya başladı.
"Birincisi, hepiniz aynı sarayda bulunacaksınız. Rahat etmeniz için odalarınızın birbirine çok yakın olmamasında karar kıldık. Her koridorda iki leydinin odası bulunacak şekilde hazırladık. Sarayda kalırken rahat etmeniz bizim için önemli," dedikten sonra iki saniye kadar susup anlamamızı bekledikten sonra devam etti.
"Ancak her ne kadar rahat etmenizi istesek de güvenliğiniz de bizim için oldukça önemli. Bu yüzden her kat ve koridorda en az iki koruma bulunacak. Tek koridorlarda değil, tüm saraylarda ve bahçede olsun birçok koruma olacak. Bu korumalar bizzat elemelerden geçerek karar kıldığımız en iyi adamlarımız saraydaki. İki hafta gibi bir süre seçimlerden geçtiler."
Aman ne güzel.
"Ayrıca her birinizin özel bir koruması da olacak. Herhangi bir güvenlik sıkıntısı olsa dahi onlar hep yanınızda olacağından bir problem çıkmayacak. Lakin, şu anlık özel korumalarınız belli olmadı. Yakın zamanda her birinize bir tane özel koruma atanacak bu yüzden endişelenmeyin. Kısacası, güvenliğiniz konusunda hiçbir kuşkunuz olmasın."
Demek bu yüzden sarayda olduğum bir hafta boyunca etrafta pek koruma görememiştim. Meğersem seçimlerden geçiyorlarmış. Bir de korumalardan rahatsız olmayalım diye güvenliği sıkmıyorlar sanmıştım.
Aynen Melis, sırf rahat edin diye güvenliği azaltacaklardı. Çok zekisin yine (!)
Fakat güvenliğin bu kadar sıkı olması benim için iyi değildi. Ya gizli bir şey yapmak istersem veyahut gecenin bir yarısı bir yere gitmem gerekirse? Bu durum benim için pek iyi değildi.
Özel koruma konusuna gelecek olursak, kitabı okuduğumdan böyle bir şey olacağını biliyordum. Tabii ki de her saniyemi güvenmediğim birinin beni izleyerek geçirmesine izin vermeyecektim. Aklımda özel korumam olması işine çok uygun bir adam vardı ancak ona nasıl ulaşacağımı ve ikna edeceğimi tam olarak plana oturtamamıştım. Neyse, ileri zamanda düşünmem gereken bir problemdi. Şu an onun hakkında daha çok endişelenmemeliydim.
"Prensler konusuna gelecek olursak, birbirinizi tanımanız için her akşam sırayla prenslerle akşam yemeği yiyeceksiniz başlarda. İlk zamanlarda birbiriniz hakkında bir şeyler öğrenebilmeniz için böyle yapmaya karar verdik. Sırayla yemek yiyeceğinizden o gün prensle yemek yemeyecek leydiler birlikte akşam yemeği yapabilirler. Sarayınızdaki yemek salonu her gün bunun için hazırlanacak. Ancak birlikte yemek zorunda değilsiniz. İsterseniz yemeğinizi odanıza getirmelerini de söyleyebilirsiniz."
Güzel düşünmüşlerdi. Birbirimizi tanımamız için prenslerle tek başımıza akşam yemeği yememiz iyi bir fikir gibi duruyordu. Ancak Elizabeth için bu akşam yemekleri hiç iyi geçmemişti. Eğer Alexander kompleksli biri olmasaydı gerçekten güzel vakit geçirebilirdi belki. Fakat kendisi Alexander hariç hiçbir prensle olan yemeği umursamamıştı. Peki Alexander ile olan yemekleri nasıl geçmişti sizce? Ben söyleyeyim, Alexander hiçbir yemeğe gelmeye tenezzül bile etmemişti.
Biraz da Elizabeth'e yakalım lütfen.
"Öbür öğünlere gelecek olursak, kahvaltı ve öğle yemeklerinde tüm leydiler birlikte yemek yiyeceksiniz ancak prenslerden müsait olanlar olursa bazı zamanlar kahvaltılarınıza katılabilir."
Bu beni üzmüştü işte. Seçim bana bırakılsaydı tüm yemekleri odamda tek başıma yemeyi seçerdim. Böyle bir şey mümkün olmayacaktı anlaşılan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci Yaşam 1-2
Historical Fiction| WATTYS 2021 KAZANANI | Melis Aksoy, her yerde görebileceğiniz türde sıradanlığa sahip bir genç kızdı. Onu diğerlerinden ayıran mükemmel bir dış görünüşü veya herkesi şaşkına çevirecek zengin bir hayatı yoktu. Ancak kötü bir hayata da sahip değildi...
