İkinci Yaşam -15-

19.1K 1.9K 1K
                                    



Boğazımı temizleyip ellerinden kurtuldum ve göğsüne iki kere vurup sülük gibi yapışmayı bıraktım. İlk karşılaşmamızın böyle olacağı aklıma hayatta gelmezdi, daha ilk günden bir mal olduğumu tescillemiştim sanırım.

"Ben çok özür dilerim Prens Ethan! Şey, geç kaldığım için aceleyle içeri girmeye çalışıyordum da ondan oldu böyle." Tekrar gözlerine baktım. Bu kadar güzel gözün var olacağını hiç düşünmezdim ama kanlı canlı karşımda duran çocukta vardı işte...

O mükemmel yüzüne bir gülümseme kondurdu ve konuşmaya başladı. "Sonunda bir akşam yemeğiniz olduğunu hatırlayıp uğrayayım bari mi dediniz?"

Aynen öyle dedim kardeş, beğenemedin mi?

Ukalalığına içimden gözlerimi devirip ben de sahte bir gülümseme kondurdum dudaklarıma.

"Birkaç aksilik yüzünden oldu böyle, kusura bakmayın."

"Sorun değil."

Yüzüme son bir bakış atıp arkasını döndü ve yemek yiyeceğimiz masaya doğru ilerlemeye başladı. Onun ilerlediğini görünce ben de peşine takılıp içeri girdim.

Masadaki yiyeceklere o kadar odaklanmıştım ki salonun içerisindeki diğer hiçbir şey dikkatimi çekmemişti. Şu an tek istediğim hunharca yemek yemekti. Sabahtan beri bir şey yememiştim!

Sonunda masaya oturabildiğimizde bakışlarımı yemeklerden zar zor çekip Ethan'a baktım. Tüm görgü kurallarını sallayıp hayvanca yemek yesem bir şey der miydi?

Demez tatlım, madalya verir üstüne. Hatta sen ne yap biliyor musun? Çatal bıçak da kullanma, mağara kaçkını görüntünü pekiştirmiş olursun.

Çok biliyorsun sen, diye içimden iç sesime cevabımı verdim. Yani ben içimden dediğimi sanıyordum. Ta ki Ethan garip bir şekilde bana bakana kadar.

"Çok biliyorsunuzdur demek istedim, yani şey... nasıl desem çok bilge birisi gibi geldiniz gözüme Prens Ethan. Benimle de paylaşabilir misiniz bu bilginizi?"

Yemiş midir?

Bak şu an yedi. Ama o değil sen Melis, ayvayı yedin. Hayırlı olsun.

Yüzüme masum olduğunu düşündüğüm bir sırıtış kondurdum. Yapabileceğim en iyi şey salağı oynamaktı.

"Tabii ki de bilgili bir insanım Leydi Elizabeth, sonuçta bir prensim."

Böyle demesinin nedenini açıkça biliyordum, amacı mal ve şımarık bir prens imajı çizmekti. Ancak yemezler sarışın çocuk.

Karşınızda Lamensis Krallığı'nın beşinci prensi, Prens Ethan Lamensis. İnsanların taktığı lakaplarla söylemek gerekirse 'Şımarık Prens' veya 'İşe Yaramaz Prens' de diyebiliriz.

Neden mi ona böyle diyorlardı? En baştan anlatayım.

Krallığın beşinci prensi Prens Ethan, kralın en küçük oğluydu. Herkesin gözünde tahta geçmesi en düşük prens de oydu. Ne prens Alexander gibi bir savaş yeteneği vardı ne de Prens Julian gibi stratejik zekası. Annesi Prens Adrien ve Adrius'un annesi gibi kraliçe olmadığından da arkasında ona yardım edecek bir güce de sahip değildi. İşe yaramaz birisiydi herkese göre.

Tabii bunların hepsi kulaktan dolma bilgiler. Kitabı okuduğumdan neyin gerçek neyin sahte olduğunu en küçük ayrıntısına kadar biliyordum. Ve karşımda oturan çocuk kesinlikle işe yaramaz değildi.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin