İkinci Yaşam -23-

18.2K 1.7K 232
                                    

Yeni bölüüm! Yazmayalı uzun süre olmuştu umarım bölümü beğenirsiniz🖤

"Bugün fazla yoruldun galiba. Kafana güneş falan mı geçti, iyi misin?"

Görmezden gelecekti demek beni.

"Cindy, böyle yapma. Biz arkadaşız değil mi? Bana anlatabilirsin."

"Anlatacak bir şey yok. Fazla büyütmüşsün olayları kafanda. Kolay kolay bir şey beni beni üzemez Beth. Beni üzmesi için gerekli değeri vermem çünkü." Birkaç saniye susup kafasını yere eğdi.

"Bir şeylere değer vermek, birçok acıyı beraberinde getirir. O yüzden gerek yok."

Bu sözleri acıtmıştı kalbimi. Acı çektiğini anlıyordum, ruhumun derinliklerinde  hissediyordum sanki. Bu duygularım yüzüme yansımış olmalı ki sinirli bir ifade takındı.

"Şu yüzündeki acıma ifadesini derhal bırak. Benim nasıl hissedeciğimi düşünmeden bana acımaya başlıyorsun. İstemiyorum bunu! Hiçbir şeyim yokken böyle bir ifade takınmanın beni ne kadar yaralayabileceğini, kanayan yarama tuz basmak gibi olduğunu bilmiyorsun." Sonlara doğru sesi kısılmıştı.

"Bilmiyorsunuz," diye fısıldadı ve sustu. Benden çok kendiyle konuşuyor gibiydi.

Yüzüm nasıl bir şekle girmişse hemen toparladım. Amacım ona acımak falan değildi, kendim de böyle bir haldeyken ona acımak bana düşmezdi.

Yüzünü avuçlarımın içine aldım. Simsiyah olan gözleri, kara delik gibi içine çekiyordu beni. Hâlâ takdire şayan dimdik bir duruş sergiliyordu. İnatçı ifadesi biraz da olsa sinirlerimi bozmuştu.

İyi değildi, neden kabullenemiyordu ki bunu?

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve yüzündeki ellerimi çekip yanaklarını kavradım. Sert bir şekilde mıncırmamla acı çektiğini belli eder şekilde inlemesi bir oldu.

"Bana bak seni inatçı şey. Eğer biraz daha ben iyiyim, çok güçlüyüm, hiçbir şey beni üzemez tavırlarında gezersen yarından itibaren yorgunluktan ağlayacağın kadar işi başına yıkarım ona göre!"

Tehditimden memnun bir şekilde sırıtıp ellerimi yanaklarından çektim. Aslında biraz daha sıkabilirdim yanaklarını, cidden yumuşacıklardı ve dokunması çok eğlenceliydi.

"Senin gibi büyük bir belayla uğraşıyorum. Öbür işler çok da sıkıntı olmaz."

Bu sefer o sırıtış kondurmuştu yüzüne. Benimse gözlerim inanamıyormuş gibi büyümüştü. Bana, görüp görebileceği en masum ve uslu kıza, bela olduğunu söylemişti. Bu bir iftira sayılırdı!

Kalbimi kırmıştı, iki saniye kadar.

"Hah, ben mi belaymışım? Benim gibi bir leydiyi zor bulmuşsun bir de beğenmiyorsun Cindy," deyip kollarımı birbirine bağladım. Ağzımı açıp iki laf daha edecektim ki asıl konudan uzaklaştığımız fark ettim. Bilerek kışkırtmıştı beni konudan uzaklaşalım diye.

Gözlerimi kendiliğinden kısıldı. Cindy memnun bir halde bana bakıyordu.

Seni sinsi şey.

"Yüce gönüllü biri olduğum için dediklerini affediyorum. Öyleyse öbür konuya geri dönelim ne dersin?" Hoşnutsuz bir tavırla dudağını büzdü.

Koluna yapıştım ve onu yatağıma götürüp oturmasını sağladım. Ben de yanına oturduğumda şefkat dolu gülümsememle ellerini tutup yüzümü ona doğru çevirdim. Konuşmadıkça yılmayacağımı anlamış olacak ki sıkkın bir tavırla nefes verdi.

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin