İkinci Yaşam -1-

73K 2.7K 3.1K
                                    


Tarih bırakın🖤

"Ethan,hayır!"

Kızın ılık gözyaşları genç adamın yüzüne damlıyordu. "Gülümsemeye devam et," dedi genç adam. Kalan son gücüyle de sevdiği kıza şu cümleyi sarf etti. "Sadece mutlu olmanı istiyorum. Yanındaki ben olmasam da."

Ah, hadi ama!

Sinirle kitabı kapattım. İki hafta önce kütüphaneden aldığım bu kitabı kafamda verdiğim büyük çatışmalar sonunda bitirmeye karar vermiştim. Teslim zamanı yaklaşmıştı bu yüzden de bitirip kütüphaneye bırakmam gerekiyordu. Ancak okuma hevesim bu sahneyle tamamen gitmişti.

Oturduğum yerden iç çekip camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Sıcak bir yaz günüydü. Yapacak hiçbir işim olmadığı için her zamanki gibi kitap okuyordum.

Normalde bu tarz kitaplar okumam ama şu aralar pek  bir şey okumak istemediğimden çok ağır konusu olmayan, çerezlik bir şeyler arıyordum ve kütüphanede gezerken bu kitaba rastlamıştım. Orta çağ zamanlarındaki soylu bir genç kızın prensle olan aşk hikayesini anlatıyordu.

Kitabın başları ilgimi çekse de sonlara doğru sıkmaya başlamıştı. Ne demek ana karakter kız sevdiği adamla mutlu olurken öbür çocuğu öldürmek?

Okuma isteğimi getiren tek karakterin ölümüyle bu kitap gözümden daha da düşmüştü. Ayrıca o ana karakter kız da neydi öyle? Verdiği kararların çoğu yanlıştı bana göre. Fazla saftı, kız iyilik meleği olsun diye uğraşılmıştı hep.

İki saattir aralıksız kitabı okuduğumdan dolayı başım ağrıyordu. Arkama doğru gerindim. Bir süre ara versem iyi olacaktı. Kitabın bitmesine de az bir sayfa kalmıştı hem. Oturduğum sandalyeden kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Uzun süredir yemek yememiştim. Bir şeyler atıştırsam anca kendime gelebilirdim.

Mutfağın kapısına vardığımda içeride Mert'in olduğunu fark ettim. Mert benim küçük kardeşim olur. Sabrımın sınanması için var olduğunu düşünüyorum.

Kendisi kumral saçlara ve ela gözlere sahip. Benim kahverengi saçlarım ve kahverengi gözlerim varken bunun kesinlikle adaletsiz olduğu kanısındayım. O, anne babamızın en güzel genlerini alırken neden ben böyle doğmuşum yani?

Tek farkımız dış görünüşümüz de değil, karakter olarak da çok farklı benden. Tamamiyle zıt karakterleriz anlayacağınız. Birazcık bana çekseydi ölür müydü sanki? Neyse, her işte bir hayır vardır. Zaten bu aileye iki mükemmelik de fazla olurdu.

Mert masanın yanındaki sandalyeye oturmuş, telefonuna bakarken tabaktaki kurabiyeleri yiyordu.

Bir saniye, kurabiyeleri mi yiyordu?

"Mert! O yediğin kurabiyeler benim dün yemek istemeyip ayırdıklarımsa öldün oğlum sen!"

Dün canım çekmediğinden kendi hakkımı sonra yemek için ayırmıştım. Mert kendi kurabiyelerini çoktan yediği için o elindekiler kesinlikle benim kurabiyelerimdi!

Mert, sesimle suratını bana doğru çevirdi ve bilmiş bir ifadeyle baktı.

"Senin hakkın benim hakkım mı var? Kardeşinim ben senin yesem ne olacak? Biraz abla gibi davran! Hem ben sana iyilik yapıyorum iyilik. Az daha yersen obez olacaksın haberin yok."

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin