İkinci Yaşam -20-

18.6K 1.8K 245
                                    



"Elizabeth, şu kelebeğe bak! Hiç bu kadar güzel beyaz bir kelebek görmemiştim."

Sesli ve mutlu bir şekilde iç çekişiyle bıkkın gözlerimi ona çevirdim. Oturduğu minderde arkaya doğru eğildi ve etrafımızda uçuşan kelebeğe dokunmaya çalıştı. Yemyeşil çimlere ayaklarını uzatmış yaşama sevinciyle dolu bir şekilde benle konuşuyordu. İstemsizce gülümsedim. Diana gerçekten hayat dolu bir kızdı.

Yaşananların üzerinden yaklaşık iki hafta geçmişti ve bu süre boyunca Elise ile birçok kez konuşmaya çalışmıştım ancak hepsinden bir şekilde kaçmayı başarmıştı. Başlarda benimle birkaç cümle kursa da son günlerde göz göze bile gelmemeye çalışıyordu, sanki Alexander'a gel bana yapış diyen bendim. Pes!

Alexander ona ne söyledi hiçbir fikrim yoktu. Açıkçası bu kadar arkadaş olduğumuzu söyledikten sonra sevdiği adamın birkaç sözüyle aldanıp benimle konuşmamaya çalışması beni kırmıştı. En azından benim de diyeceklerimi dinleyebilirdi değil mi ama?

Olanlardan sonra Elise de benle konuşmamaya başlayınca kendimi gerçekten yalnız hissetmiştim. Leydiler içerisinde kendimi en yakın hissettiğim oydu ve onun için de muhtemelen bendim ama her şey şerefsiz bir erkek yüzünden bozulmuştu, ne güzel!

Diğer leydilerin pek beni sevdiği yoktu anlamadığım bir şekilde. Seraphine ve Antonia haricinde yüzüme kötü bir şey söyleyen olmamıştı ancak hareketlerinden anlayabiliyordum. Muhtemelen bu kadar kısa sürede çoğu prensle iyi anlaştığımdandır diye düşünüyordum. Kıskanılıyordum ve bunun farkındaydım. Eh, bu benim açımdan pek büyük bir sorun değildi çünkü yalnızlığı hep seven biri olmuştum.

Neyse, bundan böyle hiçbir leydiyle aram iyi olmayacak diye düşünürken yanıma Diana geldi. Başlarda pek takmamıştım, birkaç gün yanımda gezer sonra sıkılır diye düşünmüştüm fakat hala yanımdaydı. Yalnız kaldığımı her göndüğünde yanımda bitiyordu. Anladığım kadarıyla bana acıyordu ancak onun acımasına ihtiyacım yoktu. Kendi başıma da idare edebilirdim.

Böyle desem de yanımda birinin olması yine de iyi hissettirmişti. İstemem yan cebime koy olayı anlayacağınız.

Böylece Diana ile günlerimi geçirmeye başladım. Jane de yanımıza geliyordu sık sık. Diana ile Jane ilk günden beri birbirlerine yakın olduklarından bu olayı garipsememiştim. Benim garipsediğim beni bu kadar kolay aralarına kabul etmeleriydi.

Neden bana bu kadar iyi davrandıklarını hep sormak istiyordum ancak alacağım cevaptan korkuyordum. Bana acıyor olabileceklerinden korkuyordum. Bilmiyorum, belki de sorduğumda yaptıkları şeyim farkına varıp beni yalnız bırakacaklarından korkuyordum. Nedeni ne bilmiyordum ama korkuyordum işte.

Elise'in öbür kızlara olayları farklı bir şekilde anlatmış olabileceği ihtimali de vardı. Belki bu yüzden herkes benden uzak duruyordu kim bilir?

Dişlerimi sıktım. Benim sonum başkasının elinden değil, korku ve şüphelerimden gelecekti bu gidişle.

Çok fazla düşünüp şüpheleniyordum, bunu acilen azaltmalıydım.

Kelebeği yakalamaya çalışırken fazla arkaya eğildiğinden yere yapışan Diana'ya çevirdim tekrar gözlerimi. Çimlerin üzerine yayılan kıvırcık saçlarıyla yerde yattığını yeni algılamış bir şekilde alnını kırıştırdı.

Aramızda bir süre sessizlik oluştuktan sonra gülmeye başladı. Başta gülmesini güzel karşılayabilirdim ancak gülmekten karnını tutup sağa sola dönmesiyle bu kızda bir gariplik olduğunu düşünmeye başladım.

Niye şaşırıyordum ki, normal birinin yanımda işi neydi?

"Elizabeth, sen de yatsana! Buradan bulutlar çok güzel gözüküyor," deyip bir kolumdan tuttu ve beni de yanına çekti. Ne olduğunu algılayamadan gökyüzüne bakar halde buldum kendimi. Ancak bir sıkıntı vardı, gökyüzünde bulut yoktu ki?!

İkinci Yaşam 1-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin