XXX/PART II "Kapısı Kaybolmuş Kilit"

61.6K 5K 2.5K
                                    

İnstagram; serceyioldurmekofficial


Yorgunluk; benim için son günlerde üzerine ne kadar parfüm sıkarsam sıkayım kamufle edemediğim sigara kokusu gibiydi. Geçmiyordu, üzerime sinmişti. Yorgun uyuyor yorgun uyanıyordum ve tüm günüm enerjim bir vampir tarafından çekilmişçesine cansız geçiyordu ve o vampirin kim olduğunu biliyordum.

Dün gece.

Ufak, çok kısa bir savaş başlamış; başladığı gibi de bitmişti. Kısa ama etkili ve sarsıcıydı. Rahatlamamıştım, yükümün azalacağını sanmış öyle ummuştum. Ama bu yaşanmamıştı. Anlatmadan önce sırtımda ne taşıyorsam fazlası vardı eksiği yoktu. Tek bir artısı olmuştu bana. Belki çok gaddarcaydı ama Fetih'in de artık yüksüz olmadığını bilmek beni memnun ediyordu. Ben rahat değilsem bunun sorumluları da rahat olmamalıydı.

Onu öylece önüne attığım ateşle bırakıp odaya çıktığımda çok uzunca bir süre kapı önüne çökmüş ve öylece durmuştum. Ne düşündüğüm ne de yaptığım tek bir net şey yoktu. Az önce o kavganın içinden kopup gelmemiş gibi kafamın içinin bomboş olduğunu hissetmiştim. Evet hissettiğim en net şey boşluktu. Ne kadar zaman akıp gitmişti bilmiyordu ama uyuştuğum yerden kalktığımda adımlarım yatağa değil cama gitmişti. Onun deyişiyle put gibi duran yüzüm yine aynı şekilde onu arada ve bıraktığım yerde öylece o soğukta oturmuş muhtemelen içtiği sigaradan ve geçen uzun zamandan ötürü artık üşüdüğünü anlamıyor öylece boşluğu izliyordu. Bir de birini söndürmeden diğerini yakıyor, sanki işe yarayacakmış gibi durmadan çekiyordu içine o dumanı. Önündeki ikinci paket boş muydu yoksa boşaltılmak için mi duruyordu orada bilmiyordum.

Varlığımı fark etmemesi için onu uzun uzun izlemesem de gece uyumaktan çok uyandığım her an yer yatağından sürüye sürüye kendimi cama gidiyor onu orada görüyor, gecenin verdiği ağırlıkla birkaç saniye onu da dert sahibi yapmak için çabalayışımla pişman oluyor ama dördüncü saniye camdan uzaklaşıp göz devire devire yorganın altına geri giriyordum.

Canım yanıyordu, az bile yapmıştım ona. Onun bana yaptığının yanında neydi ki benim söylediğim gerçekler?

Sallana sallana, ayağım kaysın da düşeyim, biri itsin de yuvarlanayım düşünceleriyle oldukça asık bir suratla, niye uyandım ki ben şimdi halinde ahşap merdivenlerden panduflarım ve pijamalarımla iniyordum.

Uyandığımda o yoktu yanımda, izi de yoktu. Hiç girmemişti galiba odaya. Önce benzin dökmüş sonra kibrit atmıştım sanki üzerine. Dün geceden beri nasıl bir savaş veriyordu bilmiyordum. Ama belki de kafamda kuruyordum. Belki de gece çıktığı sigara Molalarına denk gelmiştim hep. Ben gittikten bir saat sonra kafasını koyup bir yere uyumuş, arada sırada nikotin ihtiyacıyla uyanmı-

"O kadar öfkeliyim ki babaanne."

Urfa'ya geldiğimden beri hayatıma bir kavram girmişti. Dinlemek. Kapı dinlemek. Baca dinlemek. Masa dinlemek. Ama hep gizlice dinlemek. Ben hep önemli konuşmalara denk gelmiyordum, ben her türlü konuşmayı dinliyordum gizlice sonra önemli önemsiz diye kafamda ayırıyordum. Buna sebep olan insanlardı, yemek bile konuşsalar düşmanmışım gibi susuyorlardı ben gidince yanlarına.

Öyle görüyorlar zaten Efsun... Seninki de laf!

Mesela şimdi ahşap merdivenlerin dibinde olan mutfaktan girsem Fetih'le babaannesi susmayacak mıydı? Susacaklardı. Onlar sohbetlerine devam etsinler diye içeceğim sudan feragat edip gitmedim mutfağa. Tamamen bu yüzdendi ama gitmememin nedeni.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKWhere stories live. Discover now