XLVIII- "SERÇEYİ ÖLDÜRMEK"

64.9K 7.2K 6.2K
                                    

Sevgili Karadere konağı misafirleri;

Duydum ki her yıldıza basmayan okurda bir yerlerde bir Dilan ölüyormuş. (Her yıldız bir abartma artık Dilan ya) o yüzden önce yıldıza basalım mı?

Twitter'da #SerçeyiÖldürmek etiketi, burada yorum kutucuğu ve Instagramda hesap sizin. Lütfen boş bırakmayın oraları.

Bölüm şarkıları;

Melek Mosso-Keklik Gibi
Toygar Işıklı-Ben Ölürsem
Perdenin Ardındakiler- Beni Kendinden Kurtar

Gece bölüm sayacını açarım.

Instagram: serceyioldurmekofficial

Keyifle okuyun!



İlahi Bakış Açısı

Fetih Karadere oturduğu çalışma masasında boşluğa dalmış, bir hayli zamandır neredeyse hiç kıpırdamıyordu. Başındaki keskin ağrı, fark etmese de gözlerini küçültmüş daha huysuz bir ifade katmıştı yüzüne.

İçtiği ağrı kesicilerin bir faydasını görmüyordu. Bir doktora görünmeliydi belki de.  Ama onların da verdiği bir ağrı kesicinin ötesine gitmeyecek diye düşünüyordu. Efsun olsa, diye geçirdi içinden. Sen çok biliyorsun diye kızardı. Mimarlığın yanında tıp da mı okudun yoksa, diye de eklerdi.

'Evleniyorum, doktor Efsun'la.'  deyişinin üzerinden saatler geçmişti. Bu odanın dışındakiler ne haldeydi, ne düşünüyordu bilmiyordu. Zerre umurunda mıydı? Değildi. Gereken bir kişiye açıklama yapmıştı. Yüzünde sadece şaşkınlık vardı ama emindi yarın gözlerinin içi gülecekti. Bu yeterliydi onun için.

Parmak uçları baskı uygulayarak alnında dolaştı. Utanmasa ve biraz inansa tıbbi bir tedavinin dışında arayışa girecekti. Katlanamıyordu bu ağrıya. Onu daha agresif ve tahammülsüz yapıyordu. Az gerginmiş gibi arttırıyor, daha çabuk sinirleniyordu.

Bir gölgenin camın önünden geçtiğini fark etti ama umursamadı. Kapı açılınca ancak ilgisini çekti. Hayır öyle de çekmedi. Gelen kişiye gözlerini devirdi. Annesiydi.

"Bu evlilik olmayacak!" 

Saatler önce evde kıyamet kopmamış, bütün şehri başlarına toplayacak kadar abartmamış gibi yine başlamıştı. Fetih uzun zamandır olduğu gibi yüzüne bakmadı.

"Çık dışarı!"

Annesini görmeye tahammül edemiyordu. Öylece durması, konuşması ya da nefes alması bile sinirlerini bozuyordu.

"Gerekirse ölürüm yine de izin vermem duydun mu beni?"

'İyi git at kendini bir yerden.'  Fetih'in dilinin ucuna gelen cümle buydu. Zorla yuttu. Zorlukla yuttu.

"Çık dışarı!"

Sesini duymaya tahammül edemiyordu. Yüzünü görmeye. Düşmanını görse ne hissedecekse onu hissediyordu.

"Ne olduğu belli olmayan bir kadın için beni karşına alamazsın Fetih!"

"Sen kimsin ki?!"  Ürkütücü bir sakinliği vardı bunu söylerken. Annesine baktı sonunda. Ağlamıştı yine, yolmuştu yine saçını başını. Midesi bulandı. Annesinin yüzüne her baktığında Zeliha geliyordu aklına. Kontrolsüz bir öfke büyüyordu içinde. En sakin anında bile. "Zühre Karadere sen kimsin ki? Nesin ki sen? Anlat bana bir hadi."

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin