XXXIII- "EN GÜZELİ"

108K 5.5K 7.2K
                                    

Yazım hataları var, düzeltemedim. Halledeceğim sonra. Daha erken gelecektim ama biraz hasta olunca, bitiremedim bir türlü bölümü. Ancak gelebildim.

Lütfen oy verelim ve yorum yapalım olur mu bol bol? Yorgan altında hasta hasta okuyacağım hepsini.

Instagram; serceyioldurmekofficial

Keyifle okuyun!

Sabah sizi uyandıran şey cansız bir alarm sesi değilse, kahvaltınız siz mutfağa indiğinizde çoktan hazırlanmışsa ve yatağınızı toplamadan evden çıkabiliyorsanız sahiden şanslıydınız.

Arka fonda çalan Aydilge eşliğinde rujumu tazelerken gözlerim araba aynasından tırnaklarıma, işin doğrusu lila ojelerime takıldı. Öyle ki ruju dudaklarıma değil tırnaklarıma bakarak sürdüm. Ve tabi karşı konulmaz şapşal bir gülümsemeyle.

Erken gelmeme rağmen zamanı daha fazla arabada geçirmek yerine çantamı aldım ve kendimi dışarıya attım. Uçan kuştan, kapıda duran güvenliğe, nöbetini teslim etmek için dakika sayan hemşireden, bilmem kaçıncı hastasına bakan meslektaşıma kadar herkese selam verip konuşmak istiyordum. Bütün bebeklere gülümsemek, çocuklara göz kırpmak istiyordum. Ne kadar pozitif enerjim var, herkese yaymak yaydıkça çoğaldığını hissetmek istiyordum.

Öyle ki bugün keyfim çok yerindeydi. Kış güneşi gökyüzünde parlarken, kediler güneş alan her yere sinmişti. Bugün benim keyfimi hiçbir şey bozamaz-

"Pişt yavrum."

Epey kaba ve kalın bir erkek sesi topuk tıkırtılarımın o hoş tınısını böldü ama durmadım, bakmadım, görmezden geldim ve devam ettim.

Bugün benim keyfimi hiçbir şey asla bozam-

"Hepsi senin mi?"

Hayır sanırım bozabilirdi. Birkaç adım arkamda kalmış bedene tek topuğumun üzerinde sinirli bir şekilde dönerken "Bu ne terbiyesizlik ya?!" Diye çıkışmamın muhattabı beklediğim gibi böyle kaba saba, oturuşundan ve bakışından ilkellik akan bir erkek olmadı. Çıkardığı sesin aksine, dip boyasını yeni tazelediği belli olan, altın sarısı saçları buradan parıl parıl parlayan ve mavi gözlerinin içinde munzur bir ifadeyle sırıtarak bana bakan Burcu'yu gördüm. Burnunun ucu kızarmış, sırıtıyorken ince bir ıslık kopardı ve baştan aşağı beni süzdü.

"Üffff," dedi etkilenmiş bir sesle. Öyle ki alt dudağını bile ısırmıştı. "Kadın yaaaa," ayaklandı bana doğru yürüdü. "O nasıl bir dönüştür kardeşim, adamı yoldan çıkarır?" Diye arsızca konuştuğunda ben henüz daha hiç karşılık vermeden onu görüşüme yanaklarımdan yoldan çıktığını belli edercesine sulu sulu öptü.

O ilk şaşkınlıkla sadece "Burcu?" Diyebildim sorar gibi. Gülen çapkın yüzüyle tam cevap verecekken bir şeyler ters gitti ve o keyifli hali kendini bir dedektif edasına bıraktı. Parmak uçları aniden çenemi buldu ve başımı bir sağa bir sola çevirdi önce. Yüzümün her bir karışını inceliyordu dikkatle.

"Cildin parlıyor." Dedi önce.

Ardından gözlerimin içine içine baktı. "Gözlerinin içi de resmen kahkaha atıyor." Titrek bir nefes verdi yüzüme doğru.

"Sağlıklı cilt, canlı bakışlar, dinamik bir duruş..."

Yüzüme değen elleri bir elektrik akımına kapılmış gibi sertçe ayrıldı tenimden ve başını acılı bir ifadeyle iki yana salladı.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin