XIX- "Şafak Yüz Altmış Bir"

109K 5.2K 10.1K
                                    




"YUH!"

Makyaj malzemelerimi o kadar çok odaklanmıştım ki Burcu'nun ani sesi yüreğimi yerinden hoplatmıştı. Bu da planları dahilinde olabilirdi evet. Beni kalpten götürüp düğünü erteletmek. O kadar da değil demeyin, sabah yediği muzu geçtiğim yola koymayı düşünmüş, son kullanma tarihi geçmiş peynirini getirmişti evden.

Son kozlarını oynuyordu. Kim derdi ki düğün sabahında en yakın arkadaşım bunları yapacak? Neyin normal oldu ki Efsun Zorlu? Derince bir iç çektim, içimden bir sesin düzeltişine kulak asmamaya çalıştım.

Artık Efsun Zorlu Karadere.

Bu imla hatası niteliğinde düzeltmeye neredeyse hiç takılmayıp Burcu'ya dönerken hala siyah güneş gözlükleriyle oturuyordu yatağımda. "Ne oldu?" diye sorarken elini ağzına örttü ve sinsice güldü. Hazırladım kendimi... Gelecek olan bombaya.

"Şimdi Fetih'in nikah şahidi Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı ya, belki nikaha şaibe karışır da evlendim sandığın yerde aslında nikahın geçersiz olur?"

Ah evet bir de o vardı... Aile dostlarıymış, böyle önemli bir düğünde tabi ki nikah şahitliğini o tarz önemli biri yapacakmış. Hatta Burcu'yu saf dışı bırakabilirsem karısı da benim nikah şahitliğimi yapabilirmiş. Kandırdığımız insanlar yetmedi bir de siyasetçileri kandırıyoruz öyle mi? Aynen öyle. Artık beş buçuk ay sonra siyasetçinin karşısındaki taraf, muhalefet, güzel alay döndürürdü başkan yardımsıyla. Sizin şahitlik yaptığınız nikahtan hayır mı gelir diye..

"Burcu," dedim pes etmiş bir sesle. "Zorlama bebeğim zorlama."

Saçlarını savurdu, gözlüklerini burnunun üzerine kadar indirip hafifçe bana baktı. "Hayır bence çok mantıklı," diye ısrarını sürdürdü. "Kızım bu ülke de konu siyasetse her şey olabilir. Ay düşünsene show haberi açıyorum siz. Eski belediye başkanının şahitlik yaptığı çiftin nikahına şaibe karıştı. Nikahları geçersiz sayılan mağdur çift ilk kez show haber kameralarına konuştu."

Söylediği onu eğlendirmiş olacak ki hunharca güldü. "Allah yeter ki istesin yani. Allah Allah. Bak işin ucunda bokluk var, siyasetçi falan geliyor. Bence vazgeçmen için yeterli bir sebep, sence?"

Yanaklarımı şişirdim kafamı duvarlara vurmak istedim. Alnıma büyük harflerle yıldım yazmak istiyordum. Odanın dışında olan kızların gürültüsü artarken Burcu'ya "Hadi çıkar şu gözlüklerini de kalk artık." derken hazırlanacağım yere götüreceğim bütün eşyaları yan yana koydum.

"Ne demek çıkar gözlükleri? O da iyi şaka he, bir ara güleriz." derken burnuna kadar indirdiği gözlükleri tekrar gözlerine sabitledi. Gözlerimi yumdum sabır diledim ardı ardına. Bu kız ciddi ciddi beni delirtecekti.

"Burcu sıktın ama. Salak mısın nesin, kızım çıkarsana şu gözlükleri?!" dediğimde başını iki yana salladı. "Cenazeye gözlüksüz gidemem. Unut sen onu. Gittim kombinimle uygun gözlük aldım. Enayi miyim para verdim o kadar? Gerçi sen enayisin, o kadar parayı yüce mevlamın akıttığı zaman dilimine veren bir enayi. Kapitalist sistemin köpeği olmuşsun, köpeği!"

Simsiyah kıyafet almıştı. Ayakkabısından takısına kadar. Buna engel olamamıştım ama gözlükleri takmasına engel olmam lazımdı. Üstelik çantasında başını örtmek için şal taşımadığına hiç emin değildim. Ciddi ciddi cenaze hazırlığı yapıyordu. Şaka gibiydi ama tamamen gerçekti. Aniden bütün evin içine "Geldiler, geldiler!" diye bağıran Elif'in sesi kaplarken o an sebepsizce heyecanlandım.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin