XLII- "MANİFESTO"

108K 5.9K 7K
                                    

Canım Karadere Konağı misafirleri,

Bayramlar bu hikaye için çok önemlidir. Çünkü bir Kurban Bayramı'nda hikayemizi sizinle paylaşmış, elimde şeker kolonyayla sizi bekliyorum demiştim. Bilmem kaç bayram geçti bazı şeyler hiç değişmedi. Kolonyanızı ve şekerinizi aldıysanız buyurunuz bölüme.

Efsun gibi bir bayram olsun.

Twitter'da #SerçeyiÖldürmek etiketiyle buradan bol bol yorum yaparak bana şeker ikram edebilirsiniz🤍

Keyifle okuyun!

Instagram: serceyioldurmekofficial

11 Temmuz 2014

İzmir sanılanın aksine kışın çok soğuk yazın haddinden fazla sıcak olurdu. Kışın yağmayan kar yüzünden insanları kan donduran soğuğa, yazın bir sahil şehri olduğundan kavurucu sıcağa ikna edemezdiniz. Yarım saattir izliyordum, kıpırdayan bir yaprak dahi yoktu.
Bir balkondan alınabilecek en büyük verimi almıştık, çoğu komşunun özenerek baktığı bir balkonumuz vardı. Ve bu balkon çok şeye şahit olmuştu. Sonu gelmeyen kahkaha tufanlarına, bir türlü dinmeyen göz yaşlarına, bol çeşitli sofralara, şarap kadehlerine. Ama ben en çok birini sevemezdim. En çok değil bir tek. Sessizliğini. Katman katman, dalga dalga siyah bir gecenin bağrında yaşanan sessizliği sevemezdim.

Sevemezdim ama yine de sessizliği de en iyi ben yaratırdım. Öyle ki telefonum bile sessizdeydi. Gelen titreşimle ekrana eğildim. Yunus'un mesajına baktım.

'Seni seviyorum'

Kaşlarım dudaklarımla beraber havalandı. Bu sıkıntılı ve keyifsiz anın ortasına konulan bir papatya gibiydi mesajı. Yüzümde buruk bir gülümseme sadece mesaja baktım. Bir mesaj daha geldi.

'İyi geceler bebeğim'

Cevap vermem gerekiyordu. Şu an moralimin bozuk olduğunu bilmiyordu ve uyumadan önce onun da benim mesajımı okuması daha güzel olurdu. Hem biraz olsun yüzümü güldürmüştü. Elim telefona varacağı vakit, balkon kapısının ardından dış kapının açılma sesini duydum. Telefonu alamadan o tarafa baktım, ne kadar kötü bir görüntüyle karşılacağımı bilmiyordum. Direkt olarak burnumun direği sızladı. Evin tüm ışıkları açıktı, bu direkt Suna annemin yüzünü görmeme neden oldu.

Gözleri kan çanağıydı, şişmişti. Saçlarını dağınık bir şekilde toparlamışken üzerinde üniforması yoktu. Benimle göz göze gelmesiyle yüzünü saklaması bir oldu. Ellerinin tersiyle bir şeyler yapmaya başladı. Sanki bilmiyordu. Şimdi makyajını ben yapsam yine ağladığını gizleyemezdi.

Sesimi çıkarmadan bana gelmesini bekledim. Oyalandı epey ama kaçınılmaz sonu o da farkındaydı. Yine de bana gelirken gülümsedi. Ela gözleri ne kadar ağladıysa yeşillenmişti. Parıl parıl parlıyordu.

"Hoş geldin." dedim soluk bir sesle.

"Kızım," dedi şefkatle. "Uyumadın mı sen?" sesi bile çatal çatal olmuştu. Yanaklarımdan öptü, saçlarımdan sonra. Beni göğsüne yatırdı eli yanağımdayken burnumu sinesine gömdüm.

SERÇEYİ ÖLDÜRMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin