B Ö L Ü M B E Ş (+18)

5.3K 107 7
                                    

Memur araçları karakola doğru haraket ederken bu kez dedektifin aracında değil diğer araçlardan birindeydim. Herkes bana neden burada olduğumu sorgular şekilde bakarken ben sadece yol kenarındaki posta kutularını inceliyordum. Çoğu gümüş posta kutusunu renklendirmeyi tercih ederken yirmi beş evden dördü hala gümüş kullanıyordu posta kutusu.

Evlerin çoğunda çiçek vardı. Çicek olmayan iki ev vardı sadece. Biri kasabanın veteriner hekiminin eviydi. Kadın hayvanlarla ilgilenmesine rağmen bir sürü alerjiye sahipti. Leo'yu ona götürdüğümde köpek şampuanının kokusuna alerjisi olduğunu öğrenmiştim.

Aman tanrım ne kadar saçma bir bilgiydi bu böyle. Zihnimi boş yere dolduran yüzlerce gereksiz bilgiden biriydi bu da. Ama düşünürken kafa dağıtmamı sağlıyordu. Şöfor koltuğunda oturan yakışıklı memurun bakışları gibi...

"Acaba alınan uyuşturucu örneği ile müvekkilimin karnındaki örnek uyuşuyor mu ne zaman çıkar?" dedim oyun oynamaya başlarken. Az çok tahmin edebilecek kadar çok şey araştırılmasına tanıklık etmiştim laboratuvarda. Bir iki gün sürerdi genelde. Ama mevzu cinayet olduğunda bir günde halledilirdi.

"On iki, yirmi dört saat arasında çıkar." dedi aracı kullanan memur. Yanındaki kadın hızla ona döndüğünde onu fazlasıyla etkilediğini ve vermemesi gerekken bilgiyi bana verdiğini fark etmiştim.

"Böyle bilgileri herkesle paylaşamazsın Joe." dediğinde mahçup olmuş o tavrımı takındım. Bakışları dikiz aynasından benimle buluşan Joe hafifçe gülümsedi.

"Kusura bakmayın lütfen. Gizli olduğunu düşünmemiştim. Sonuçta olay yerine gelmem sorun olmadığı için bu da olmaz sanmıştım. Kusura bakmayın, memur Wearther ." dediğimde flörtöz bir şekilde gülerken araç karakol önünde durmuştu bile. İki memurdan önce indim araçtan. Tam aracımın olduğu küçük park alanına giderken adımı işittim.

"Avukat Angel. "diyen ses az önce aracı kullanan memurdu. "Tekrar merhaba. " dediğimde gülümsedi ve ensesini kaşırken cevap verdi. "Merhaba. "

Ah erkekler. Neden hem çok çapkın hemde utangaçsınız.

"Araçta ne zaman sonuçların çıkaracağını sorduğunuzda eminim ki kötü niyetiniz yoktu. Siz memur El'in kusuruna bakmayın." dediğinde tebessüm ettim. Sadece.

Merak ettiği şeyleri ona sunmam için fazla iyi niyetli yaklaşıyordu. Buna gerek yoktu. Benimde onda merak ettiğim şeyler vardı.

"Sorun değil. Eminim o görevini yapıyordu. Ayrıca Angel de lütfen bana." dediğimde daha çok gülümsedi. Bakışları arkamdaki bir noktaya kaydığında gülüşü yavaş yavaş soldu. Bakışlarımı onun gibi dedektiflik bürosunun kapısına çevirdiğimde başkanın tutuklanarak karakola sokulduğunu gördüm. Bakışlarım hızla etrafı taradığında dedektif Copper'ın da orada olduğunu gördüm. Hızlı adımlarla etrafından dört memur olan başkana yaklaştı ve önüne geçip büroya daldı. Bakışlarım başkana tırmandığında onun çok derin düşündüğünü gördüm. Yeri izliyor ama yürümeyi ihmal etmiyordu. Tutuklanmış gibi değildi ama etrafındaki dört memur varken serbest de sayılmazdı.

"O tutuklandı mı?" dedim farkında olmadan. Sorumu bakışları bana dikkatle baktığında kavradım. Bunu söylemesinden sorun gelmezdi. Şaşkınlığımı da bu kasabada yaşayan biri olduğum için hoş görmeliydi.

"Odasında bulunmaması gerekken şeyler bulduk." dediğinde onu gerçekten kullanmam gerekiyordu. Bunu her ne kadar istemesem de yapmalıydım. Hem kafamı toplamaya hemde soru işaretlerini gidermeye ihtiyacım vardı.

"İşin var mı?" dedim dan diye. Gözlerinin parlaması ise olmadığını bana netçe ifade ediyordu. Bende hafifçe gülümserken elimde saçımın aslında yüzüme gelmeyen kısmını geliyormuş gibi kulağımın arkasına ittim.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin