Sessiz Ve Sensiz (+18)

B Ö L Ü M A L T I (+18)

Önündeki masaya konmuş suyu izledi bir süre başkan. Dedektif Copper bizi yanlız bırakamayacağını söylemiş ve başkanın benimle konuşması için bizi aldıkları sorgu odasında bizimle oturuyordu. Yaklaşık altı dakikadır başkanın konuşmasını bekliyor ama yüzündeki ifadeden dolayı zorlamak istemiyordum.

Biri yol yaptığında onu kolaylıkla anlardım. İnsanları iyi analiz ederdim. Ya da çok iyi oyuncu olduğumdandı belki de... Bilmiyorum. Ama başkanın gözlerine gizlenmiş hüzün rol yapamayacağı kadar gerçekti.

"Bana ilk kez bir kadından bahsetti oğlum. 26 yaşında olmasına rağmen bunu daha önce yapmamıştı. Bir baba arası her ne akdar iyi olmasa da oğlu ona hayatındaki kadından bahsetsin, tavsiye alsın isterdi." dedi ve yutkunup gözlerini yumdu. Masa üzerinde dakikalarca izlediği suya uzanıp büyük bir yudum aldı.

"Aslında tam hayatında değilmiş. Öyle dedi. Ama olmasını çok istermiş. Benden tavsiye almak da değildi derdi. Sadece içinde tutmak istememiş artık. Bana bunu anlatırken de çok kafası yerinde değildi." Uzun cümleler kuruyor bunun benimle ne ilgisi olduğunu düşünürken susuyordu. Ve bizi bir iki dakikalık sessizliğe itiyordu.

" Kasabada yaşıyan bir avukatmış kadın. Çok güzel olduğundan bahsetti tabi her şeyden önce. Sonra herkesin hayran olacağı bir zekası olduğunu anlattı saatlerce. O öyle bir anlattı ki ben sıkılmadım oğlumu kendine böylesine aşık eden kadını daha çok merak ettim. Kadın bizim gibi kasabadan doğup büyümüş. Çok hayatı hakkında vermemiş ama Teo onun çok büyük şeylerle savaştığından neredeyse emindi. " dediğinde bu kez sertçe yutkunan sadece o değildi.

" Bunu bana neden anlatıyorsunuz başkan Langert? " diye sorduğumda odadaki iki adamın bakışları da üzerimdeydi. Biri meraklı diğeri tiksinircesine.

Büyük ihtimalle meraklı bakanda ileri de diğeri gibi olacaktı.

"O kadar çok bu başkan rolüne büründüm ki hayattaki tek varlığım olan oğlum öldüğünde bile kasabayı ayakta tutmaya çalıştım. Oğlumun ölümü için bana şüpheyle yaklaştılar, ben başkan olup sessizce izledim. Ama artık yoruldum avukat. Ben onu artık göremeyeceğimi fark ettiğimde o gideli bir hafta olmuştu. Ve ben bana, bize, bunu yapanı bulmak istiyorum. " dediğinde korkumu kenara bırakıp en az benim kadar başkana dikkatle bakan dedektife döndüm.

Ona baktığımı hissetmiş gibi o an bana döndü. Kaşları katılmış, gözleri kısılmıştı. Bir bok olacağını ona baktığımda daha net anladım.

Sakin ol Ans. Sen sorunlarla dolu birisin. Sadece sakin olduğunda çözüp üretebilirsin.

"Oğlum o kadından bahsederken bana hiç adından bahsetmedi. O da onunla bir kaç kez ancak görüşmüş. Ama o kısa sürede fark ettiği onun hakkında anladığı tek şey kadının inandığı şeyin arkasında ne kadar güçlü durabileceğiydi. O gün anladım o kadının sen olduğunu. Bahsettiği gibi güzeldin, zekiydin ama sen oluğunu anlamamı sağlayan inandığın şeyin arkasında ne kadar güçlü durduğunu gördüğüm o andı. Şimdi oğlumun hayran olduğu o kadının oğlumun katilini bulurken bana yardım etmesini istiyorum. "

Bingo... Bu kadar şeyi seni kendi safına çekmek için anlatmış Ans.

Tüm konuşma boyu sadece kısa süreli gözlerime değen gözleri gözlerime kilitlendi. Bende bir tepki beklerken nefes dahi almayı bırakmış gibiydi. Derin bir nefes alıp sinirlerim bozulduğu için güldüm. Sakin olmak konusunda kendime uyarılar yapsam da en sonunda bir kahkaha attım.

"Beni bunun için mi çağırdınız?" derken gözlerinin içine bakıyordum. Beni salak yerine koyan adamın gözlerinde bir duygu aradım. Üzgün olduğu konusunda samimiydi ama bu tam bir şerefsiz olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.