B Ö L Ü M S E K S E N Ü Ç (+18)

277 29 17
                                    

   Öldürülen olay yeri inceleme memurunun öldürülme biçimi çok profesyonel şekilde yapılmıştı. Bu cinayet çoğunun aklına katilin bir doktor olma ihtimalini elbet getirmişti. Ama Dylan'ın teorisindeki benimle ilişkili biri olma durumuyla uyuşmuyordu.

   O öyle sanıyordu. Halbuki Simon çok ufacık bir detayla da olsa hayatıma dokunmuştu. Hayır bu konuda dürüst olacaktım. Büyük bir faydası olmuştu babamın intihar girişiminde bulunmadığını onayladığında. Hayatımda yeri yok sayılacak kadar azdı. Ama katkısı büyüktü. O olmasa yaşadığım vicdan azabı korlarla çevrili ruhuma yeni kıvılcım olacaktı. Durmadan bunu engeleyemediğimi düşünüp kendime kızacaktım. Ama o bunu engellemişti. Bana nasıl bir iyilik yaptığının eminim kendisi de farkında değildir.

   Kendine yaptığın en büyük iyilik onun basit bir savunmasının yanında ufacık Ans... Üzülmelisin. Bunun için fazla uğraşma. Kendin olmanın sana nasıl bir üzüntü verdiğini tahmin edebiliyorum.

   "Simon da bir doktor." dedim onun aklındaki teoriyi desteklemek için. Elbette onun bir doktor olduğunu biliyordu, niyetim aklındaki şüpheliyle ortak noktasını göstermekti. Bana katkısı olması onun hem sapığım hemde katil olma olasılığını artırıyordu.

   "Ama eğer o olsaydı babamın intihar tanısını desteklemek yerine cinayet olduğunu kanıtlamamı sağlardı." Kendime bir çok kez yaptığım gibi onu da buna ortak ettim. Onu büyük çelişkimin içine çektim. Kaşları çatıldı. Islak elleri ile kısa saçlarını geriye yatırdı.

   "Güvenini kazanmak için yapmış olabilir." Kafamı olumsuz anlamda salladım. Kendi yarattığım teoremi kendim yıkmaya çalıştım.

   Onu bu çelişkiye çekmek seni tatmin mi ediyor Ans. Ona bak. Bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama senin arada kalmışlığın yüzünden bocalıyor.

   Zihnimdeki ses bu kez haksız olduğu kadar haklıydı. Onun yorgun zihnine birde ben karmakarışık düşüncelerimi eklemiştim.

   "Öyle olsaydı Emma'nın da aynı şekilde zehirlendiğini söylemezdi." Sessiz kalamadım. Kafasını karıştırdığımı bile bile devam ettim.

   "Hastanede tek başına çalışmıyor Angel. Emma bir şüpheli. Durumu için birden fazla doktor görevlendirildi. Onlar varken yalan söyleyemez."

   Haklıydı. Her noktada mantıklı düşünüyorduk. Ama bir şeyi kaçırıyorduk. Atladığımız önemli bir nokta vardı. Ve ben bunu göremiyordum. Yaptığım tek şey olasılıklarla dolu bir karmaşa yaratmaktı.

   Sana söylemiştim Ans. Sınırlarını kaldırırsan bir çok şeyi kaybedersin. Bunlardan biri de dikkatindi.

   Kimseye güvenmezsen zihnin hep kendini savunma güdüsüyle dikkatli olacaktı. Ama sen birine güvendin. Her şeyi mahvettin. Her zaman olduğu gibi...

    "Onunla daha önceden tanışıyor muydun?"

   Bilmiyordum. Şuan hiçbir şeyden emin değildim.

    "Hayır, tanımıyordum." Hızla küvette oturduğum yerde kalktım. Etrafa saçılan suları umursamadan kapının arkasında asılı olan Dylan'ın bornozunu alıp üzerime geçirdim. Bunu o kadar hızlı yapmaya çalıştım ki neredeyse kayıyordum.

   Onun odasına girdiğimde vücudum üzerimdeki bornoza rağmen ıslaktı ve saçlarımdan damlayan sular beni rahatsız ediyordu. Ama o kadar çok şey üst üste gelmişti ki normalde takılacağım bu detayı umursamadım.

    "Her şey boka sardı Angel. Toparlamalısın." Kendi kendime kurduğum sesli cümle ile odasının geniş penceresine ilerledim. Nefes almaya ihtiyacım vardı. Kendimi kaybediyor zar zor toparladığım kontorlümü yitiriyordum.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin