B Ö L Ü M Y İ R M İ D O K U Z (+18)

1K 37 0
                                    

  "Nereye gittin? Odamda bekleyeceğini sanıyordum." Dedektif Copper'ı dinlerken yüzüne bakmıyor önümüzde yürüyen iki memuru takip ediyordum.

    "İyi ki beklememişim o zaman. Bana hemen ayarlanacağını söyledin iki saat geçti." dedim dürüstçe. Aslında bu Ans'in sözleriydi. Angel için palavraydı bunlar. Orada ne kadar beklemesi gerekirse bekler ve istediği bilgiyi alırdı.

   Ama Ans istediği iki adımı da birden atmıştı. Aslında iki adımı atan yine sensin Ans.

   "Aniden alınan bir kararla..." Sözlerini aniden önünde durduğumda kestim. Şimdiye kadar olmadığım kadar resmiydim ona karşı.

   Oyun oynamıyordum.

   "Dedektif Copper benim sayemde istediğiniz bilgileri bulabileceğiniz birini yakaladınız. Ve beni bekletecektiniz. Ben burada öne sürülebilecek bir bahane görmüyorum." Cevap vermesine izin vermeden ilerlemeye devam ettim. Ona sırtımı dönüşüm onun sessiz kalışıyla devma etti.

   Beni kullanma ihtimali her zaman vardı kafamda. Ama başkası tarafından bana bu kadar net söylenmesi benim için gurur kırıcıydı. A ile konuşmalarımız da güvensizdi. Ama bana azda olsa dürüst davranabiliyordu.

   "Bayan Brown sizi şöyle alabiliriz. Tüm konuşmayı duyacaksınız ama soru soramazsınız. Ya da görüşmeyi sabote edecek bir şey yapamazsınız." dedi daha önce olay yeri incelemeye gidip  beraber döndüğümüz memur El. Adını hatırlamam tahminimden dhaa kıza sürmüştü.

   " Dedektif Copper siz dahil olacak mısınız görüşmeye?" Merakım dikkat kesildi vereceği cevaba. Gözlerim bir an olsun ona dönmezken kulaklarım söyleyeceklerine dikkat kesildi. Sessizliği ile önümdeki cam duvarı izlemeye devam ettim.

    "Dedektif Lee giriyor görüşmeye. Ben avukat Brown ile buradan dinleyeceğim." dedi. Demek görüşme ona ait olmadığı için ertelemeden son anda haberi oluyordu. Bakışlarını üzerimde hissetim. Ama ona bir an bile olsa dönme dürtüme yenildim.

   "Bir sorun mu var Emma ile ilgili?"

   "Yok."

   "Seninle ilgili bir sorun mu?" Bana yönelttiği ilk soruyu cevaplasam da ikinci sorusunda verdiği derin bıkkın nefesi gizlemedim.

   "Yok dedektif. Ayrıca olsa bile sizi ilgilendirir mi bilmiyorum." Ans adamın üzerine çok gitmiyor musun, dedi Angel. Ama isin vermedi Ans.

   "Sen bir anda böyle, böyle ciddileşince bir şey oldu sandım." Lafı dolandırsa bile dürüstçe sormuştu en sonunda. Ama şuan en azından şuan olanlardan ona bahsetmeyecektim. Bahsetme fikri düşüncelerim arasında galip gelmişti ama zamanlamasına henüz karar vermemiştim. Şuan olmadığını biliyordum ama.

  "Bir sorun yok dedektif Copper. Müvekkilimin benden ne sakladığını öğrenmek istiyorum sadece." Bir şey söylemedi. Mesafelerle birlikte araya giren resmiyetim ikimizi de görüşme odasını izlemeye itmişti.

   Geçen hafta gördüğüm haline kıyasla daha yorgun görünüyordu Doktor George. Karşına oturan adam yaşlı sayılabilecek kadar büyük görünüyordu. Şef olabilirdi. Dedektif Copper'ın görüşmeye dahil olmaması bundan dolayı olabilirdi. Eğer ondan daha rütbeli biriyse o kişi dedektif görüşmede de şuan yaptığı şeyi yapıyor olacaktı. Sadece izleyebilecekti. En azından şimdi sıkıldığını belli edebiliyordu.

    "Merhaba Doktor George." dedi Şef olduğunu tahmin ettiğim adam. George gülümsedi. Çok rahat gözüküyordu.

    O bir psikolog Ans. O insan davranışlarını en ince ayrıntısına kadar biliyor, yönetiyor, yönlendiriyor.

Sessiz Ve Sensiz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin