Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)

25. Bölüm Kızlar Annelerinin Kaderini Yaşar

Merhabalar ben geldimmm :)

Medya: Melih ve Nil

Bölüm Şarkısı: Miley Cruys Mother's Daughter

Keyifli Okumalar :)

***
İmkansızlıkları yaşmak mıdır sevmek,
Yoksa severken imkansız mıdır yaşayabilmek?
Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek,
Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek?
Kolay mıdır bir anda vazgeçip gitmek,
Yoksa gitmekten vazgeçip sevmek mi gerek?

Ben cevap veremedim... Sen?

Özdemir Asaf

***
"Seni bana bağışlayan Allah'a şükürler olsun oğlum. İyi misin yavrum, ağrın sızın var mı?"

"İyiyim... İyiyim anne."

Saadet Hanım, oğlunun yüzünü okşarken Melih annesinin eline ufak bir öpücük kondurdu. Nasıl da telaşlanmış, nasıl korkmuştu? Keşke hiç vurulduğunu öğrenmeseydi de gelmeseydi buraya annesi. Derin bir nefes aldığında gözlerini kapıya çevirdi. Yanında görmeyi istediği kişi yoktu ve bu yediği kurşundan daha fazla yakıyordu canını. Neredeydi Hayat? Neden gelmemişti yanına? Bir şey mi olmuştu yoksa ona? Gerçi Nil onun iyi olduğunu söylemişti o zaman neden yanında değildi sevdiği kadın?

"Çok korkuttun bizi Melih çok."

Genç adam bu sefer ayakta duran Nil'e çevirdi bakışlarını. O buradaydı ama Hayat yoktu. İçinde bir şeyler olurken oyuncağını kaybetmiş bir çocuk gibi ağlamak istiyordu.

"Korkma iyiyim. Geçti gitti."

"Geçti gitti öyle mi?" Genç kadın bağladığı kollarını çözerek yatağa oturduğunda Melih'in serumlu elini tuttu."Ya aklımız çıktı sana bir şey olacak diye ya. Bir hafta... Bir hafta öldük öldük dirildik. Hayır yani sen niye atlıyorsun kurşunun önüne? Kahramancılık oynamak istiyorsan git savaş oyunları oyna kurşunun önüne atlamak ne?"

"Nil"

"Ne? Nil ne? Ya sana bir şey olsaydı ne yapardık biz? Sen bizi hiç mi düşünmüyorsun Melih ya?"

Sıkıntıyla birkaç kez nefes aldı Melih. Kurşunun önüne atlamayıp ne yapacaktı? Göz göre Hayat'ın vurulmasına sessiz mi kalacaktı? Sevdiği kadın için canını seve seve verirdi o. Hayat iyi olsun yeterdi kendine.

"Nil..."

"Nil kızım doğru söylüyor. Sen beni öldürmek mi istiyorsun? Öyle bir niyetin varsa söyle de bileyim oğlum."

"Anne..."

"Sana bir şey olsaydı ne yapardım? Baban bizi bırakıp gitti zaten, birde sen beni bırakıp gidersen nasıl dayanırım Melih? Senin kılına zarar gelse benim yüreğim yanar be yavrum. Niye atlıyorsun o kadın için kurşunun önüne? Bak... Bak ne hallere geldin onun yüzünden?"

"Bir hale geldiğim yok anne! Bir kaza oldu o kadar ve iyiyim şimdi."

"Melih..."

"Anne lütfen çok yorgunum. Sen de eve git biraz dinlen olur mu? Nil, seni bıraksın."

"Olmaz, bırakamam ben seni..."

Saadet Hanım itiraz ederken Nil'in telefonu çaldı. Hayat'ın aradığını gördüğünde iç geçirdi genç kadın. İkisine de bir şey çaktırmadan odadan çıktığında telefonu açıp kulağına dayadı.

"Hayat"

"Melih... Melih nasıl Nil? Bir gelişme var mı?"

Gözlerini kapatıp sakinliğini korumak için çabaladı Nil. "İyi... Yani uyandı az önce yoğun bakımdan da çıktı."