37. Bölüm Beyaz Kelebeğin Siyah Gözyaşları

431 81 285
                                    

Herkese merhabalar :)

Sanırım bir hikayeyi yalnızca 2 karakter üzerine kurgulamadığımı fark etmişsinizdir. Seviyorum farklı farklı karakteleri ve onların hikayelerini yazmayı. Bu bölüm Gizem'le dolu oldu. Onu biraz daha yakından tanıyacağız yorumlarımızı merak ediyorum doğrusu :)

Medya : Gizem

Bölüm Şarkısı : Carys Princesses Don't Cry

Keyifli Okumalar :)

***

Senin olmadığın yerde seni savunan gerçek dostlarındır.

Hz. Ali

***

İkinci Şans, ne büyük bir ödüldü değil mi? Peki herkes hak eder miydi bunu? Belki de ederdi ya da yapılan hatalara göre değişirdi. Evet, hata yapmak insanlara özgüydü ama her hata da affedebilir miydi? İşte asıl bu sorunun net bir cevabı yoktu. Fakat Nil, yaptığı hatayı telafi etmek, Cihan tarafından affedilmek için onun evine gelmişti. Biliyordu genç kadın, dürüst olmamıştı,  lâkin ona ihanet etmemiş, aldatmamıştı da. Yalnızca kalbinde gizlediği aşkını saklamıştı Cihan'dan. Kendi onun yerinde olsaydı ne yapardı, bilmiyordu ancak şu an sadece affedilmek istiyordu. Belki de en çok kanayan yüreğini yalan duygularla avutmak.

Hem Cihan hem Nil odanın ortasında dikilirken ikisinin de tek bir ses bile çıkmıyordu. Yalnızca birbirlerinin gözlerine bakıyorlar ve öyle anlaşmaya çalışıyorlardı. Genç kadının gerginliğine karşın Cihan sıkılmış, bunalmıştı bu anlamsız bakışmadan. Ufacık bir duygu kırıntısı bile kalmamıştı içinde Nil'e karşı. Düştüğü durumdan sonra gerçekten soğumuştu ondan. Nasıl kabul edebilirdi ki genç adam, böyle bir durumu? Eğer Nil, dürüst olsaydı, anlardı onu fakat o, kandırmıştı kendini ve bunu hazmedemiyordu Cihan.

Mavi gözleri, gergin bir şekilde genç adamın üzerinde dolanırken diyeceklerini toparlamaya çalışıyordu Nil. Nasıl başlayacaktı, ne diyecekti, daha doğrusu ne demeliydi? Basit bir özür yetmezdi tabii. Genç kadın düşünceleriyle boğuşurken Cihan'ın sesi doldurdu kulaklarını.

"Evet, seni dinliyorum."

Sırtını sarı renkli duvara dayamış, kollarını birbirine bağlamıştı Cihan. Nil'in, gergin halini gözleriyle şöyle bir süzerken diyeceklerini merak etmiyor değildi.

Onun, sözleri üzerine derin bir nefes aldı genç kadın. "Cihan," dedi ürkekçe. Gözlerini kapatıp açtığında sözlerini toparlayarak dudaklarını araladı.

"Nereden, nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama... Ama... Evet o gece, pek hoş şeyler yaşamadık ama sana yemin ederim hiçbir şey göründüğü gibi değil-"

Konuşmasını tamamlayamadı Nil, çünkü Cihan sözünü kesti. Genç kadın konuşurken, ilk alayla gülüp başını yere eğdi Cihan ardından Nil'in yüzünde gezdirdi bakışlarını. Tabii dudaklarındaki alaylı tebessümü silinmemişti.

"Gerçekten hiçbir şey göründüğü gibi değil miydi Nil?"

"Cihan," diyerek yeniden gözlerini kapadı Nil. Evet, haklıydı Cihan, fakat sadece küçük bir şans daha istiyordu. Bu kadarına hakkı yok muydu?

Genç adam bir- iki adım atarak Nil'e yaklaştığında kahve gözlerini, mavi gözlere dikti ve alaylı gülüşü ciddi bir ifadeye bıraktı yerini. "Ben o gece ne gördüm biliyor musun?"

Yutkundu Nil, korku yüreğini sararken onun diyeceklerini bekledi. Dik durmaya çalışsa da Cihan'ın bakışları altında kendini küçücük hissediyordu. Oysa o gece yaptığı tek şey, yıllardır içinde tuttuğu duygularını itiraf etmekti ancak bunu yaptığı için suçlu ilan edilmişti.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)Where stories live. Discover now