50. Bölüm Annesinin Kızı

427 45 178
                                    

Merhabalar :)

Bölüm Şarkısı: Sarah Hester Savage Daughter

Keyifli Okumalar:)

***

Sevgi her insana layıktır ama her insan sevgiye layık değildir

Freud

***

Hayat dolu dolu gözleriyle kızıyla kocasını izlerken boğazının düğümlendiğini hissediyordu. Hasret kalmıştı bu tabloya, her ne kadar Umut'a kızgın olsa da, sana ihtiyacımız yok demek istese de ikisini böyle görünce her şeyi unutuyordu. Şimdi birlikte masum bir şekilde uyuyan baba- kızı nasıl rahatsız edebilirdi ki? Üstelik Umut getirmişti kızını ve bu bile yüreğindeki yanan öfkeyi söndürmeye yetiyordu. En zayıf noktasıydı Itır, o iyiyse kendi de iyiydi. O mutluysa, kendi de mutluydu. Zaten Umut'u da en çok bu yüzden sevmemiş miydi? Kızına sonsuz bir sevgi verdiğinden. O sevginin yalan olmasını hiçbir zaman istememişti genç kadın ancak bir an öyle olduğunu düşünmüş, yanıldığını da kısa bir süre içerisinde anlamıştı. Her ne olursa olsun Umut, Itır'dan vazgeçmemişti, onu kendi elleriyle getirmişti. Eğer vazgecmiş olsaydı bunu yapmazdı değil mi?

Bir an ne düşündüğünü fark edince alayla güldü Hayat. Umut'u affetmek için bahane arıyordu galiba. Nedeni de apaçık ortaydı. Hâlâ seviyordu çünkü kocasını. Sevgi, insana her şeyi unutturabiliyordu işte, her şeyi affettirebiliyordu. Kimilerine göre aptallıktı belki de bu, ancak sevmek bu değil miydi, hataları, yanlışları görmezden gelmek? Biliyordu şimdi Umut bir adım atsa kendi koşarak giderdi onun kollarına çünkü âşıktı ve ilk defa gururuna değil aşkına yenilebilirdi.

Kapının pervazında dururken odaya doğru yavaşça adımladı genç kadın. Yatağa oturduğunda kızının elini tutup dudaklarına götürdü. Yumuşacık bir öpücük kondurdu Itır'ın eline. Nasıl da özlemiş, nasıl da hasret kalmıştı evladına. Kim bilir neler yaşamıştı Itır, masum yüzünde yine büyük bir travmanın izleri hâkimdi. Mavi gözlerinde görmüştü kırgınlığı. Tarık, her şeyi anlatmıştı kızına, Umut öyle demişti. Kısa bir şekilde onunla konuşmuştu o da bir şeyler söylemişti fakat detayları bilmiyordu genç kadın. O an sadece kızına kavuşmasının sevincini yaşamış başka da hiçbir şeyi umursamamıştı.

Lâkin Hayat kadar mutlu değildi Itır ve uzun bir süre olmayacak gibiydi. Gerçekler minik yüzüne bir tokat misali çarpmıştı. Babasının kim olduğunu öğrenmesinin ardından gömüldüğü sessizlik Umut'u karşısında görünce bozulmuştu. Umut'a sen benim babam değilsin, diye bağırmıştı polisler gelince. İstememişti Umut'la gitmeyi, her ne kadar genç adam annene gidiyoruz dese de onu da istemediğini söylemişti Itır. İkisi de yalancıydı çünkü ve kendini kandırmışlardı. Onlara inanmıyordu artık, inanmayacaktı da. Hayat belki henüz bunların farkında değildi ancak kızının, kendine soğuk davranması geçireceği sancılı günlerin habercisiydi.

Umut'un, Itır'ı nasıl bulduğu ise genç kadının kafasında ayrı bir soru işaretiydi ve cevabını almak için sabırsızlanıyordu Hayat. Kızını ilk gördüğünde bunu düşünmemişti ancak şimdi merak ediyordu. Polisler o kadar aramaya rağmen kızını bulamamışken Umut nasıl bulmuştu? Tarık'a ne olmuştu? Tutuklanmış mıydı? Hayır, bu kadar süre içerisinde tutuklanamazdı ama belki göz altına alınmış olabilirdi fakat neden alınsındı ki? Evet, Itır'ı kaçırmıştı ama biyolojik babasıydı sonuçta ve böyle bir durumda kırk numarayla polisleri kandırması onun için çocuk oyuncağı olsa gerekti. Hayat'ın bütün bunları düşünmesinin nedeni rahat bir nefes alabileceği konusunda hâlâ endişeli olmasıydı. Kızı buradaydı, yanındaydı ama her şey bitmiş miydi sahiden? Ortada herhangi bir tehlike kalmamış mıydı? Hayır, kesinlikle genç kadının içi rahat değildi, cevabını bilmediği çok soru vardı ve bunların yanıtını almadan da endişeleri geçmeyecekti.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)Where stories live. Discover now