2. Bölüm Hayat Hikayesi

1.5K 419 1K
                                    

Herkese Merhaba :) 

Medya Umut

Keyifli Okumalar :)

***
Hastanenin bahçesindeki ağaçların yaprakları hafifçe esen rüzgarla dans ederken saatler gece yarısını çoktan geçmiş, etraf iyiden iyiye sesizleşmişti. Gecenin suskunluğu çığ gibi büyürken ay ışığı altında oturan iki genç hiçbir şey demeden birbirlerine  bakıyorlardı. Tek kelime dahi etmiyorlardı. Kim bilir belki de dilleri değil de gözleriyle konuşmaya çalışıyorlardı.

Uzayıp giden sessizliği sonlandıran Umut oldu. Çünkü bu suskunluk gerçekten can sıkıcıydı ve tabii Hayat'ın neler yaşadığını merak etmiyor da değildi. Başını yanında oturan kadına çevirdiğinde çekinmeden sordu sorusunu.

"Konuşmak ister misin?"

Anlamsızca yüzünde gözlerini gezdiren genç kadın ne diyeceğini bilemiyordu. Aslında içindekileri anlatıp rahatlamak fena bir fikir değildi ancak yabancı bir adama bütün bunları anlatmak ne kadar mantıklıydı? Gözlerini gökyüzüne çevirdiğinde derin bir nefes aldı.

"Biriyle dertleşmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki..."

"Belki de artık içine dökmenin zamanı gelmiştir ne dersin?"

Bir kez daha uzun bir sessizlik oldu aralarında. Konuşmadan dakikalarca gökyüzüne baktılar. Fakat bu sessizliği bozan bu sefer Hayat oldu. Bu adamı hiç tanımıyor olabilirdi lâkin birilerine içini dökmeye gerçekten ihtiyacı vardı. "Ailen var mı?" Gözlerinde hüzün, ses tonunda acı vardı. Derin bir keder kaplamıştı genç kadının yüzünü.

Beklemediği soruyla afalladı Umut. Ardından kendini toplayıp başını iki yana salladı. "yok," diyebildi. Onun da ruhunu bir acı kaplamıştı nedensizce. Hayat'ın sorduğu soru ona aniden bütün yaşadıklarını hatırlatmıştı sanki.

"Benim de yok," dedi Hayat dudaklarını büzerek. "Ama bir zamanlar vardı... mutlu bir yuvam, şen kahkahlarla dolu saadet dolu bir ailem vardı fakat şimdi... şimdi yok."

"Ne oldu onlara?"

"Boş ver," diyerek omuz silkti. Yeniden geçmişi deşmenin bir anlamı yoktu. Yeniden mazinin canını yakmasına izin veremezdi.

"Anlat hadi... dök içini."

Başını yana çevirdiğinde Umut'un dostça gülümsediğini gördü. Bu adama güvenmekle ne kadar doğru yapıyordu bilmiyordu fakat dilinin ucuna gelen kelimeleri geri gönderemedi.

"Çok uzun zaman oldu..." diyerek derin bir nefes alıp konuşmaya başladı genç kadın. "Biz dört kardeştik ben en küçüktüm. Onlara yani annemle babama süpriz olmuştum. Hiç beklemedik bir anda doğmuşum annem hep öyle derdi. Harika bir ailemiz vardı, çok mutluyduk fakat bir gün her şey tepetaklak oldu yani benim için. On yedi- on sekiz yaşında iken birine âşık  oldum hem de delicesine... Ama benden yaşça büyüktü. Bunu umursamadım çünkü annemle babamın arasında da on yaş vardı ve onlar birbirlerini çok seviyorlardı. Onlar çok zor şeyler yaşamışlardı aralarındaki yaş farkı sorun olmayacak kadar basit kalıyordu diğer engellerin yanında." Yine derin bir nefes aldığında gözlerindeki yaşları sildi.

"Beni anlayacaklarını düşündüm. aşkıma, sevgime saygı duyacaklarını... Ama yanıldım hiçbir şekilde bana anlayış göstermediler. Ondan ayrılmamı istediler bunu yapamazdım onu o kadar çok severken bunu yapmazdım. Günlerce hatta aylarca evimizde soğuk rüzgarlar esti, aramıza buzdan duvarlar girdi onlar aşkı, sevdayı bilen kişilerdi, neden bana karşı bu kadar katı davranıyorlardı anlamıyordum."

"Yaş farkından dolayı mı onu istemiyorlardı?"

Başını iki yana salladı genç kadın. "Ondan değildi buna eminim çünkü annemle babamın arasında da oldukça fazla yaş farkı vardı ve ikisi de bunu sorun edecek kişiler değildi. Sorun neydi hiçbir zaman anlamadım." Bir kez daha derin bir nefes aldığında Umut "sonra?" diye sordu.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)Where stories live. Discover now