53. Bölüm Mutlu Aile Tablosu

465 33 171
                                    

Herkese Merhaba :)

Bölüm Şarkısı: Aylin Urgal- Şimdi Sen Varsın

Oldukça kalabalık bir bölüm oldu. Sevdam Egede'nin karakterlerini de dahil ettim bu bölüme. Elimden geldiğince bilmeyenler için kimin kim olduğunu açıklamaya çalıştım ancak ne kadar iyi oldu bilmiyorum. Umarım kafanız karışmaz, karışırsa da hepsi Hayat'ın akrabası falan deyin geçin 🙈🙈 Eğer isterseniz de 31. bölümün ilk kısmında daha net bir şekilde açıklamıştım Hayat'ın ailesini, oraya da tekrar bir göz atabilirsiniz :)

Lafı daha fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum keyifli okumalar :)

***

İyi dostlarla iyi bir aile sofrasında asla yaşlanmazsınız.

İtalyan atasözü

***

Mutluluğun anlatılması zordu belki ancak resmini göstermek pek kolaydı. En azından, şu an yıllar sonra ailesiyle birlikte olan Hayat için. İçinin içine sığmadığını, midesinin de uçuşan kelebekleri, sevinç gözyaşlarını nasıl anlatabilirdi ki? Kelimeler yeter miydi neşeli bir ailenin tablosunu betimlemeye? Yetmezdi, yetmiyordu. Ailesinin yanında olmanın mutluluğunu anlatamıyordu genç kadın.

Hayat hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu. Dönüşü Taşkıran ailesinde coşkuyla kutlanırken Buğra da ailesiyle birlikte Amerika'dan gelmiş ve kardeşini görünce sevinçten havalara uçmuştu. İlk gözyaşlarına boğulmuş sonra da doya doya özlem gidermişti iki kardeş. Sanki hepsi bir rüyanın içinde gibiydi. Hayalini kurmaya bile korktukları güzel günler gerçek olmuştu. Ömür dönmüştü kendilerine hem de kocası ve çocuklarıyla birlikte. Bir aradaydılar, hep birlikte yemekler yemiş, konuşup gülüşmüşlerdi. Tatlı tatlı sohbetler öyle çok uzatmıştı ki ne çabuk gece yarısı olduğunu anlamamışlardı bile.

Yalansız dolansız her şeyi en başından anlatmıştı Hayat. İlk biraz Itır konusunda ailesi tarafından yargılanacağı için korksa da öyle olmamıştı. Hiç kimse bir şey dememişti ona, herkes anlayışla karşılamıştı bu durumu. Önemli olan Ömür'ün burada olmasıydı, yanlarındaydı o, daha da hiçbir şeyin önemi yoktu. Geçmişte büyük hatalar yapılmış, yanlış kararlar verilmiş olsa da şimdi mutluluklarını yargılamalarla, kınamalarla bozmanın hiçbir mantıklı yanı yoktu.

Ege ve Buse'nin, kızlarına kızdığı tek konu, bu kadar zaman boyunca Ömür'ün evine dönmemesiydi. Bir anne, bir baba hiç ister miydi kızının oradan oraya savrulmasını? Hiç ister miydi çaresiz kalıp böylesine zor mücadeleler vermesini? Neden gelmemişti kızları? Gelse ona da torunlarına da kol kanat germezler miydi? Neden Ömür, yuvasına dönmek yerine tek kalmayı seçmişti?

Ailesine haksızlık yaptığının farkındaydı Hayat ama işte cesaret edememişti bir türlü onların yanına gelmeye. Zaten Umut olmasa gelmezdi de galiba. Bu cesareti kocası sayesinde kazanmıştı, her şeyi ondan öğrendiği gibi cesaret etmeyi de öğrenmişti. Ne kadar iyi ki diyebilirse o kadar iyi ki diyordu genç kadın. İyi ki Umut karşısına çıkmış, kendini ailesine getirmişti. Aslında İzmir'e gelmeyi yeniden barıştıkları sırada karar vermişlerdi fakat doğum zamanında giderek bir torun sürprizi yapmak istemişti genç kadın. O yüzden şimdiye kalmıştı bu iş ancak olsun, böyle de güzel olmuştu. Sonuçta mutlulardı, önlerinde geçen zamanı telafi edecek daha çok gün vardı.

Hayat'ın dönüşü sadece Taşkıran ailesini değil aile dostlarını da sevindirmişti. Afra, Eylem, Seda teyzesi, Narin halası, Kerem dayısı, Özgür'le, Selim amcası hepsi sevinçten havaya uçmuştu ve tabii yıllardır ayrılmayan çocukluk arkadaşları da. Öyle ki, günlerden beri Taşkıran'ların evine gelen giden eksik olmamıştı ama kimse şikâyetçi değildi misafirlerden. Çünkü onlar misafirden çok aileden biri gibilerdi. Aslında zaten neredeyse kırk yıllık bir ilişkileri vardı bu kişilerin, kopmaz bir bağla bağlanmış hiçbir şekilde de bozulmamıştı araları. Koca bir aileydi onlar. Bu akşam da bir kez daha aynı sofraya oturacaktı bu geniş aile. Lâkin daha genişleyecekti kurulacak olan sofra çünkü Gizem'lerle, Berna'lar da gelecekti. Neticede Rüzgâr bebeği görmek herkesin hakkıydı.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)Where stories live. Discover now