54. Bölüm Sonsuza Denk

474 33 159
                                    

Aylar sonra herkese yeniden merhaba... Sonunda yeniden birlikteyiz. Öncelikle sizi bu kadar beklettiğim için çok üzgünüm. Ufak bir rahatsızlık geçirdim bu yüzden bölüm yazamadım fakat şimdi toparlandım ve aranıza geri döndüm. Eğer siz de hâlâ burada iseniz ne mutlu bana. Sizden tek isteğim özlediğim yorumlarınızı bu bölümde bol bol görmek. Buna gerçekten çok ihtiyacım var, beni kırmayın olur mu?

Bölüm umarım beklediğinizde değer :)

Nerede kaldığımızı unutmuşsunuzdur diye de ufak bir hatırlatma yapmak istiyorum. En son Hayat, ailesiyle, akrabalarıyla birlikte keyifli bir akşam yemeği yemiş ve ailesi onun için düğün yapma kararı almıştı. Diğer detaylar da bölümde yer alıyor zaten. Lafı daha uzatmadan da sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Bölüm Şarkısı : Güliz Ayla Bahsetmem Lazım

Keyifli Okumalar :)

***

Senden benden bahsetmem lazım, kim varsa umudunu kaybeden...

***
"Gerçekten bu gelinlik, bu kadar kabarık olmak zorunda mıydı?" diyerek belki de yüzüncü sızlanmasını gerçekleştirdi Hayat. Üzerindeki gelinliğin eteğini çekiştirip dururken yüzü beş karış asıktı. Bu acayip, kabarık şeyin içinde nasıl mutlu olabilirdi ki? Gelinlik kesinlikle bir işkence aletiydi aksini iddia edenin nasıl bir eğlence anlayışı olduğunu merak ediyordu. Gelinliğin provası bu kadar çekilmezken yarın akşam nasıl saatlerce üzerinde gelinliği taşıyacaktı, bilmiyordu.

"Elfin ciddi söylüyorum bir şey yap şuna, ne bileyim belinden falan daralt. Astarını çıkar, bu kadar kabarık bir şeyi o kadar saat üstümde taşıyamam."

"Allah aşkına bir dur artık," diyerek başını yukarı kaldırdı Elfin. Hangi akılla kardeşine gelinlik dikmek istemişti ki? Şu an sinirinden elindeki iğneleri eteğe değil de kendi eline batırabilirdi. "Bu kadar gelinlik diktim de hiçbir gelinin senin kadar mızmızlandığını hiç görmedim."

"Tabii senin müşterilerin senin gibi süslü pakize olunca."

Gözlerini devirdi genç kadın şu durumda bile kendine laf sokmuştu ya kardeşi, pes diyordu içinden. Fakat kendi de rahat durmayarak kardeşine laf çaktı. Tabii bir yandan da Eteğin boyunu ayarlamak için iğneleri eteğe geçiriyordu. "Moda cahili olduğunu bu kadar belli etmesen mi? Zira biz onlara süslü pakize yerine moda insanı diyoruz."

"Bu kadar kabarık gelinliğin moda olduğunu iddia etme bana," diyerek yeniden gelinliği çekiştirdi Hayat. Gerçekten bu kadar kabarıklığa gerek var mıydı?

"Yemin ediyorum kabahat bende ne diye sana gelinlik dikiyorum ki? Neymiş kardeşimin gelinliği kendi ellerimle dikecekmişim. Dikmez olaydım! Bana ne, istersen çuval giy demeliydim, haklısın."

İki kardeş birbirlerine sert bakışlarla baktı bir an. Cidden sinirlenmişti Elfin. İnsan bir eline sağlık derdi ya, o kadar uğraşmıştı bu gelinlik için sonuçta ama kardeşinin günlerdir tek yaptığı huysuzlanıp gelinliğe kusur bulmaktı. Zaten yapılan hiçbir şeyi beğenmemişti ki, herkes onun için çabalarken Ömür Hanım, düğünün bir işkence olduğunu iddia edip durmuş, her şeye bir kulp bulmuştu. Azıcık olsun gülerdi insan ama kardeşi iki haftadır bir karış asık suratla geziyordu. Sanki düğün değil de cenaze hazırlığı yapılıyordu. Fakat Elfin şimdi bir kez daha anlıyordu ki, harbiden suçlu kendileriydi. Ne diye Ömür gibi kıymet bilmez bir huysuza düğün yapmaya kalkmışlardı ki?

Ablasının kırıldığını anlayan Hayat "Elfin," dedi bir an yumuşak bir sesle. Ancak Elfin gelinlikle uğraşmayı bırakmış, eşyaları topluyordu. Nihayet bitmişti gelinlik provası. Bugün eteği azıcık daha kısaltıktan sonra işlem tamamdı. Sonra da ister giysin ister giymesindi kardeşi gelinliği.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن