13. Bölüm Misafircilik

734 220 548
                                    

Merhabalar upuzun bir bölümle geldim :)

Medya : Umut

Bölüm Şarkısı : Emir Can İğrek Beyaz

Keyifli okumalar :)

***

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini aralayan genç kadın yatağın diğer tarafında elini gezdirirken hissettiği boşlukla "Umut," diye mırıldandı. Gözlerini tamamen açtığında ise odada kocasına ait hiçbir iz göremedi. Ayağa kalkıp sabahlığını üzerine geçirdiğinde kaşlarını çattı. Nereye kaybolmuştu şimdi? Odadan çıkıp ilk banyoya ardından Itır'ın odasına en sonda mutfağa baktı. Fakat hiçbir yerde yoktu Umut. Sabah sabah nereye gitmişti?

İçine düşen endişeyle dudaklarını dişlemeye başlayan Hayat geri odasına çıkıp telefonu eline aldı. Kabul ediyordu merak etmişti kocasını. Sonuçta kim sabahın bu saatinde evde olmayan birini merak etmezdi ki? Umut'u aramak üzere hareketlendiğinde şarjının bittiğini gördü. Hiçbir şeyde yaver gitmeyen şansı böyle bir durumda da yaver gitmemişti elbette. Sıkıntıyla iç geçirdi.

"Neredesin Umut?"

Telefonu şarja taktığında şarjın dolmasını sabırsızlıkla bekliyordu ki kapının açılma sesini duydu. Hızla odadan çıkıp merdivenlerden indiğinde Umut'la göz göze geldi. Rahat bir nefes aldı Hayat. Umut gayet iyi görünüyordu sadece... sadece biraz durgundu.

"Neredeydin?"

"Biraz hava almak istedim."

"Sabahın bu saatinde mi?"

"Hayat gerçekten tartışacak halde değilim," diyerek karısının yanından geçip merdivenlerden yukarı çıktı Umut. Gerçekten yorgundu fakat fiziken değil ruhen ve bunun içinde uyumak istiyordu. Uyumak ve uyandığında her şeyi unutmak.

Onun arkasından bakarken öylece kaldı Hayat. Amacı kesinlikle onunla tartışmak değildi. Sadece nerede olduğunu merak etmişti ve... ve onun için endişelenmişti. Sonuçta sabahın bu saatinde çıkıp hava almak pek mantıklı değildi. Ayrıca onu ilk defa böyle görüyordu. İlk defa neşeli halinden eser yoktu. Ne olmuştu? Neden böyle davranmıştı şimdi?

Derin bir nefes alarak merdivenlerden çıkıp odaya girdiğinde onun yatakta uzandığını gördü genç kadın. Başını kollarının altına almış, gözlerini tavana dikmişti. Düşüncelerinin içinde kaybolmuştu sanki. Neyi vardı bu adamın? Birden bire ne olmuştu? Alışkın değildi Hayat kocasını böyle görmeye. Onun gülümsemesine alışmıştı. O rahat tavırlarına, neşeli hallerine, her şeye rağmen kendiyle uğraşmasına alışkındı. Şimdi ise Umut'u böyle görmek istemsizce üzüyordu kendini.

O an istese türlü senaryolar kurabilirdi genç kadın ancak bunu yapmadı. Tek yaptığı içinden gelenle yatağa oturup onun elini dostça elini tutmaktı. Tabii bu Umut'un garip garip bakmasına neden oldu. Sabah sabah başını bir yerlere mi çarpmıştı karısı?

"Bakma öyle bir şey sormayacağım. Seninle tartışmak falan da istemiyordum. Sadece... Sadece seni merak ettim o kadar. Eğer konuşmak istersen de dinlerim."

Bunları nasıl söylediğini bilmiyordu Hayat yalnızca içinden geçenler dilenden dökülüyordu. Belki de ona karşı kendini minnettar hissettiği için böyle davranıyordu. Sonuçta Umut kendinin hep yanında olmuştu şimdi ise kendi onun yanında olmaktan çekinmiyordu. Sorgulamayacaktı, sadece yalnız olmadığını, kendiyle konuşabileceğini gösterecekti.

Onun sözleri üzerine gözlerini kapadı Umut. Hayat'ın bileğini çekerek yanına uzanmasını sağladı. Hayat ona itiraz etmeden teslim oldu. Başını göğsüne yasladığında sessizliğini korudu. Beline dolanan kolu hissettiğinde ise çıkmak için çabalamadı. Eğer sarılması Umut'a iyi gelecekse buna karşı koymayacaktı.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)Where stories live. Discover now