4. Bölüm Park

1.1K 355 836
                                    

Keyifli okumalar efenim :)

***

Her yeni bir gün yepyeni olayların habercisiydi. Doğan her güneş bir umut ışığı, dertlerin devasıydı. Kim bilebilirdi ki bir günde neler yaşayacağını? Genç kadın gözlerini araladığında aklına dolan ilk düşünceler bunlar oldu. Birkaç günde hayatı aniden değişmişti. Kendini hiç tanımadığı bir adamın evinde buluvermişti. Sadece bu da değildi resmen yabancı bir adamın evinde iki gündür kalıyordu. Daha neler yaşayacağını merak ederken derin bir nefes alıp örtüyü üzerinden attı.

Uyanır uyanmaz düşünceleriyle boğuşmak istemediğinden bir an evvel yataktan kalkıp meşgul olacak bir şeyler bulmak istiyordu. Yatakta doğrulduğunda ayakları soğuk zeminle temas etti. Dağılmış saçlarını elleriyle düzenleyip ayağa kalktığında yatağının kenarında duran beyaz sabahlığını giyip odadan dışarı çıktı.

Müzik sesi evin her yerinde yakılanırken mutfağa doğru adımladı. Umut'un bir yandan şarkı söyleyip bir yandan da kahvaltı hazırladığını görünce şaşırdı. Öyle enerjik, öyle neşeliydi ki bir an için kendinin fazla karamsar olduğunu düşündü. Ya kendi fazla kuruntu yapıyordu ya da Umut fazla rahat davranıyordu.

Genç adam başını çevirip Hayat'ı gördüğünde gülümseyerek "günaydın," dedi. Ardından iki yumurtayı çarpıp tavanın içine kırdı. Ustaca omleti yaparken Hayat "nasıl bir kadar rahat olabiliryorsun?" diye sordu aniden.

Genç adam omletle ilgilenirken başını çevirdi. "Önce bir günaydın deseydin."

"Anlamadım."

"Her zaman bu kadar asık suratlı mısın?"

"Ben mi asık suratlıyım?

"Aynaya baksan bana hak verirsin."

Genç kadın öfkelendiğini hissederek yumruklarını sıktığında "sen..." demişti ki geri devamında ne diyeceğini bilmiyordu. Sakinliğini korumaya çalışarak derin derin nefesler aldı. Öfkelenmesine gerek yoktu Umut sırf kendini sinirlendirmek için böyle yapıyordu. Fakat bunun için ona fırsat vermeyecekti.

"Benim sorunum sensin farkında mısın?"

Başını iki yana salladı genç adam. "Iııı ben değilim. "

"Ne?"

"Senin sorunun ben değilim sensin. Senin bütün derdin kendinle."

"Nesin sen psikolog falan mı?"

"İnan bana psikolog olmayı çok istedim ama olmadı." Diyerek pişen omleti tabağa alıp masaya koydu. "Omletim lezetlidir tadına bak pişman olmazsın. "

Bu adam kendini nasıl bu kadar öfkelendirmeyi başarıyordu? Tamam çok yumuşak huylu olduğu söylenemezdi fakat Umut sinirlerini nirvanaya ulaştırıyordu. Bu çok anlamsız ve saçmaydı. Belki de onu boşvermeli ve söylediklerini duymazlıktan gelmeliydi en iyisi buydu fakat bunu başarabilir miydi meçhuldu.

Umut rahat tavırlarla dolaba yöneldiğinde "otursana," dedi. "Neyi bekliyorsun?"

"Zehirlenerim diye korkuyorum."

"O gece ölmek istiyorum diye bağıran bendim zaten."

Umut başını çevirip karşısındaki kadına baktığında neden onunla laf dalaşı içinde olduğunu kendi de bilmiyordu. Sadece onun sinirden kızaran yüzünü izlemekten keyif alıyordu. Galiba onu öfkelendirmeyi nedensizce seviyordu.

"Bunu unutalım olur mu?"

Umut, yeni bir karışılık verecekti ki Itır'ın yeniden yanlarına gelmesiyle dudaklarını geri kapadı. Küçük kız gülümseyerek "günaydın," dediğinde babası onu hızlıca kucağına alıp yanağını öptü.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)Where stories live. Discover now