51. Bölüm Son Gösteri

450 45 240
                                    

Herkese Merhaba :)

Bölüme geçmeden önce ufacık bir şey söylemek istiyorum. Normalde yaşlı insanları yazarken hanım veya bey diye yazarım ancak eski karakterlerimi yazarken bunu yapamıyorum. Denedim ama olmadı, başka birini yazıyormuşum gibi geliyor. Bölümü okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız ve umarım bana çok kızmasınız bölümü okurken...

Bölüm Şarkısı: Cem Adrian- Ben Seni Çok Sevdim

Keyifli Okumalar :)

***
Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş.
Sen gitme ben cahil kalayım.

Nazım Hikmet Ran

***

Yaşlı kadını karşısında görünce şaşkınca "Anne," dedi Nil. Şüphesiz özlemişti onu fakat aniden habersiz bir şekilde gelmesini beklemiyordu. Kaldı ki başında bin türlü dert varken gelmen ne iyi oldu diyebilir miydi, emin değildi.

"Anneye hoş geldin demek yok mu?" diye sorarak içeri girdi yaşlı kadın. Tabii şok olmuştu kızı, kendini aniden karşısında görünce.

En sonunda kendini toparlamış olacak ki "Hoş geldin," dedi Nil gülümseyerek. "Çok şaşırdım, gelmeni beklemiyordum."

Öykü elindeki valizi yere bırakmasının ardından sımsıkı sarıldı kızına. Nasıl da özlemişti Nil'i. En son üç yıl önce Nil, Amerika'ya geldiği zaman görmüştü onu. Elbette telefonda uzun uzun konuşurlardı ancak bir evladın hasretini görüntülü konuşmalar dindirmiyordu ki.

"Nasıl da özlemişim seni."

"Bende inan ben de seni öyle çok özledim ki anne."

"Öyle mi dersin? Ben gelmesem senin ne geldiğin var ne gittiğin."

Yaşlı kadın, kızına tatlı sert bakışlarla bakarken Nil hafifçe kıkırdadı. Gerçekten son bir- iki yıldır annesini epey ihmal etmişti fakat onu sahiden özlemişti. Sarılınca daha iyi fark etmişti aslında annesine ne kadar çok ihtiyacı olduğunu.

"Hastaneye biliyorsun kolay mı öyle izin alıp yurt dışına gitmek? Ben sana gel dedim, İstanbul'da birlikte yaşarız dedim ama sen gittin ablamın yanına yerleştin."

"Torun evlattan tatlıdır Nil Hanım."

Bir an güldü Nil ve istemsizce elini karnını buldu. Sever miydi annesi, kendinin bebeğini de?

"Toygar Bey'in pabucumuzu dama atacağı ablam hamile kaldığında belliydi."

"Kim senin pabucunu dama atıyormuş?" diyerek tatlı bir kızgınlıkla tekrardan kızını kollarının arasına aldı Öykü. "Seni bir tel saçını dünyalara değişmem."

Annesinin kollarına sığınırken aylar hatta yıllar sonra kendini ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordu Nil. İnsan kaç yaşına gelirse gelsin annesine ihtiyaç duyuyordu işte.

"Ama sen benim pabucumu attın. Ben de sana gel ablanın yanında birlikte yaşayalım dedim ama sen inat ettin, kadın burada."

Genç kadın annesinin boynundan başını çektiğinde mavi gözlerine buruk bakışlarını dikti. "Nedenini biliyorsun."

"Hâlâ o mu?" derken kızının gözlerinden her şeyi anlıyordu yaşlı kadın. Yıllar yıllar önce kendi bakışlarını şimdi kızında görüyordu. Nil'in bir adama gönlünü kaptırdığını ve senelerden bile onu sevdiğini biliyordu, anlatmıştı kızı.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)Where stories live. Discover now