30. Bölüm Emanet 1. Part

461 90 350
                                    

Uzun bir aranın ardından ben geldimmm :)

Lafı hiç uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum :)

Medya : Cihan

Bölüm Şarkısı : Yalın Ki Sen

Keyifli okumalar efenim❤

***

"Bir kuşu aldın iyileştirdin sonra da uçmayı öğrettin. Nasıl ayrılacaksın?"

Film : Ayla

***

İhanet...Altı harf iki hece, ölüm kadar soğuk olan kelime. Peki anlamı neydi bu sözcüğün? Sevdiğini aldatmak mı, dostunu sırtından bıçaklamak mı yoksa kapısını açan birine nankörlük etmek mi? Bunların hepsiydi belki ancak insan bunların hiçbirini yapmadan kendi kendine de ihanet edebilirdi. Kendi yüreğine, kalbine... Nil gibi.

Şu sıralar o kadar karışık hissediyordu ki genç kadın hislerini nasıl anlatacağını bilmiyordu. Yıllar boyunca tek bir kişiyi sevmişti, sadece kalbinde ona yer vermişti. Her ne kadar Melih'i yüreğinden çıkarıp atmak istese de her seferinde başarısız olmuştu ancak bu defa bunu değiştirmek istiyordu. Günler önce aniden karşısına çıkan adam bunu yapabilir miydi peki? Unutturabilir miydi Melih'i kendine? Bilmiyordu ve Cihan'ı yüz üstü bırakmaktan, onun duygularıyla oynamaktan korkuyordu. Hiç kimse böyle bir şeyi hak etmezdi sonuçta.

Yirmi dört yaşında yeni mezun olmuş bir matematik öğretmeniydi Cihan ve ailesini çok yakın bir zamanda bir trafik kazasında kaybetmişti. Onlardan geriye ise küçük kardeşi Okan kalmıştı. Bir emanetti Okan, Cihan'a. Sadece bir abi değildi gerektiğinde baba gerektiğinde anneydi genç adam. Okan'ın kılına zarar gelse yüreği yanardı. Kardeşi değil evladı gibiydi Okan. O gün hastalandığında nasıl korktuğunu bir kendi bilirdi. Neyse ki Nil bağırıp çağırmadan ilgilenmişti kardeşiyle. Başka biri olsa bu kadar anlayışlı olmazdı muhtemelen. Cihan'ı etkileyen buydu belki de Nil'in kardeşine olan ilgisi. Bir çocuk doktoru olarak hastalarıyla ilgilenmek elbette Nil'in göreviydi lâkin etkilenmişti yine de genç adam ondan. Doktor gibi değil de abla, anne gibi davranıyordu çocuklara ve Cihan hayranlıkla izliyordu genç kadını.

Okan iyileşmiş ve taburcu olmuştu ancak Cihan, Nil'den öyle bir etkilenmişti ki kardeşini ne zaman muayene etse bir an olsun çekmemişti bakışlarını genç doktordan. Güzeldi Nil, insanı kendine hayran bırakan bir havası vardı. Okyanus misali mavi gözleri, kömür siyahı saçları ve süt beyaz teniyle aklını başından almıştı adeta. Fakat onun sadece dış güzelliğinden değil her şeyden etkilenmişti genç adam. Duruşundan, bakışından, konuşmasından, hareketlerinden her şeyinden... Daha önce hayatında birileri olmuştu elbette ama Nil daha bir farklıydı. Şu bir- iki haftada hissettiklerini başka hiçbir kadına karşı hissetmemişti. Duygularına karşı koymak gibi bir niyeti yoktu lâkin korktuğu bir şey vardı. Yaş farkı...

Yirmi yedi yaşındaydı Nil, Cihan ise yirmi dört. Aralarında belki sadece üç yaş vardı ancak korkuyordu genç adam. Hangi kadın kendinden küçük bir erkekle beraber olmak isterdi ki? Bu Cihan için problem değildi fakat Nil için sorun olabilirdi ve bu ihtimal yüzünden kendini geri çekiyordu genç adam. Aynı zamanda Nil'in tepkisinden de korkuyordu. Eğer hislerini söylerse onu kaybetmekten. Çünkü tanımıştı Nil'i hemen öyle evet diyecek bir kadın değildi. Nazla niyazla da uğraştırmazdı sadece emin adımlar atardı ve belki bir ilişki düşünmüyordu ya da başka biri vardı hayatında. Belki Nil'in tavırları belki de bilmediği başka sebeplerden dolayı bu şekilde düşünüyordu Cihan. Ancak bilmediği başka bir şey Nil'in kalbiyle aklı arasında çok zor bir savaş verdiği idi.

Kalbimdeki Yabancı ( Mazinin Gölgesi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin