7

3.2K 259 80
                                    

Herkesin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!

İyi okumalar dilerim...

***

*Ertesi gün*

*Akın'dan*

"Yani seni o piçlerden biri sandı, öyle mi?"

Emir'in söylediklerini başımla onaylarken seslice derin nefes almaktan kendimi alıkoyamadım. Dün Oğuz'un okuduğu fakülteden çıktıktan sonra kendimi yurda zar zor atmış ve Emir'e soru sormamasını, yarın her şeyi açıklayacağımı söyledikten sonra da direkt uykuya dalmıştım.

Eh tabi haliyle bu davranışım Emir'in daha da meraklanmasına ve öğlene kadar uyumaya devam etmek isteyen beni erkenden uyandırarak neler olduğunu sormasına neden olmuştu.

Bende başından sonuna kadar yaşanan her şeyi ona anlatmıştım.

"Açıkçası onu da anlıyorum ben. Eminim birine güvenmek onun için çok zordur ama sormadı bile Emir. Bu ödev dosyası nasıl senin elinde diye sormadı bile. Direkt olarak yargıladı beni ve cezamı kesti."

Dudaklarımdan dışarıya çıkan sözlerle beraber başımı kaldırıp bakışlarımı Emir'e çevirdikten sonra dirseklerimi dizlerime yaslarken bir kez daha başımı onaylarcasına salladım.

"Evet biliyorum. Birbirimizi çok iyi tanımıyoruz. Yani en azından o beni tanımıyor ama ben onu tanıdığımı sanıyordum. Görünen o ki tanımıyormuşum."

Bakışlarımı Emir'den çekip zemine çevirirken istemsizce kendi kendime güldüğümde neden güldüğümü bende bilmiyordum. Kafam o kadar karmakarışıktı ki ne yapmam gerektiğini bırak, ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum.

Beynim bir aşure misali bin bir çeşit farklı şeyle doluydu ve hepsini birbirinden ayırmak ne yazık ki benim için şu anda imkânsızdı.

"Anlaşılan insanlara karşı hep hoşgörülü ve sakin olan Oğuz Alsancak, konu kendine gelince o kadar da sakin kalamıyormuş."

Kafamın içindeki düşüncelerimin ve söylediğim sözlerin beni iyice çıkılmaz bir kuyuya ittiğini hissederken dirseklerimi dizlerimden çekerek doğruldum ve seslice nefesimi dışarı verdim.

"Off! Bilmiyorum ya. Vallahi hiçbir şey bilmiyorum ben. Resti çektim, çıktım sınıftan ama neyime güvenip öyle davrandım bilmiyorum bile. Belki de onun umurunda bile değilimdir. Hatta bırak belkiyi, eminim umurunda bile değilimdir. Hem niye umurunda olayım ki? Kimim ki ben?"

Kendi kendimi yerden yere vurma işlemini yine kendi kendime gerçekleştirirken içten içe haklı olduğumu bilmek canımı yakıyordu.

Oğuz'un umurunda değildim ve bunun gayet de farkındaydım. Hem ben kimdim ki onun gözünde? Kim olabilirdim ki?

Tabi ki hiç kimseydim...

"Akın-"

Emir'in araya gireceğini belli eden ses tonuyla beraber aniden bakışlarımı ona çevirerek onun lafını kestim çünkü söyleyeceği şeyleri tahmin edebiliyordum ancak beynim o sözleri duymak istemiyordu.

"Yalan mı? Çocuk beni tanımıyor bile. Hakkımda bildiği şeyler adım ve sigara içtiğimden başka hiçbir şey değil ki anasını satayım! Yine kendi kendime gelin güvey oldum işte. Salağım ben."

Sözlerimin sonuna doğru bakışlarımı yine Emir'den çekerken kafama gelen ani darbeyle beraber şaşkınca bakışlarımı tekrar Emir'e çevirdim. Emir bana vurmak için kullandığı elini indirirken kaşlarını çatarak konuşmaya başladığında açıkçası onun bana vurmasını beklemediğim için oldukça şaşırmış bir haldeydim.

Çakmak (BxB)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora