64

913 61 332
                                    

*Akın'dan*

Başımı arkamdaki bedenin gövdesine yaslarken yavaşça gözlerimi yumdum. Şu anda içimde öylesine yoğun bir huzur vardı ki bu güzel his vücudumdaki tüm kasların gevşemesine neden olmuştu.

Uzun zaman sonra ilk kez kendimi bu kadar rahatlamış hissediyordum.

Uzun kumsalın biraz daha ücra bir tarafında olmamızdan kaynaklı olarak etrafımızda kimsenin olmamasının verdiği huzur ve sessizlik içimdeki tüm olumsuz duygulardan arınmama neden olmuştu.

Hemen arkamda sırtımı yasladığım göğsün sahibinin alıp verdiği nefeslerin kısık seslerine kıyıya vuran dalgaların sesleri eşlik ederken derin bir nefes aldım.

Burnumdan içeri dolan deniz kokusuna karışmış Oğuz'un kendine has kokusuyla beraber zihnimin içindeki susmayan sesler ve beni rahatsız eden düşüncüler yok olup gitmişlerdi.

Dakikalar önce batan güneşin etkisi olarak serinleyen havaysa zerre kadar umurumda değildi çünkü Oğuz yanımdaydı.

Ve bu benim için önemli olan tek şeydi.

"Akın."

Oğuz'un kısık çıkan sesiyle beraber gözlerimi açmadan başımı yana çevirip yüzümü onun boyun girintisine sakladım ve kısıkça mırıldandım.

"Hım?"

Oğuz belime sardığı kollarını sıkılaştırdı ve beni sanki ona hiç yakın değilmişim gibi iyice kendine çektikten sonra başıma bir öpücük kondurup yanağını başımın üzerine yasladı.

"Girmek ister misin?"

Oğuz'un sorusu mayışmış olan beynimde hiçbir anlam yaratamadığında duraksayarak gözlerimi araladım ve başımı Oğuz'un omzunun üzerinde kaydırarak geriye çekilip bakışlarımı Oğuz'a çevirdim.

"Nereye girmek ister miyim?"

Oğuz sorduğum soruyla beraber hafifçe güldü ve bir elini kaldırıp ona sırnaştığım için dağılan saçlarımı parmaklarıyla geriye taradı.

"Nereye olacak hayatım? Denize."

Oğuz'un gülerek söyledikleriyle beraber bakışlarım denizi bulduğunda açıkçası bunu yapmaktan çok emin değildim. Tamam, biraz çılgın bir insan olabilirdim ve normal bir zamanda havanın soğuk olmasını önemsemeden denize girmek isterdim ama şimdi yanımda Oğuz vardı.

Ve ben onun hasta olabilme ihtimalini göze almak istemiyordum.

"İsterim... Yani isterdim ama yanımızda yedek kıyafet yok Oğuz ve ıslak bir şekilde yurda gidersek eğer gidene kadar kıçımız donabilir ve sonumuz hastanede bitebilir."

Oğuz parmak uçlarıyla çenemin ucundan tutarak yüzümü kendine çevirdiğinde gözlerinin içinde haylaz bir çocuğun yaramazlık yapmadan hemen öncesinde gözlerinde oluşan haylaz parıldamalar vardı ve onun bu hali kalp atışlarımın hızlanmasına neden olmuştu.

"Soyunabiliriz?"

Oğuz'un gözlerindeki haylazlık yüzündeki gülümsemeye de yansıdığında onun bu görüntüsü karşısında hafiften erimeye başlamış bir halde bende gülümsedim ve yüzümü Oğuz'un yüzüne yaklaştırdım.

"Ya biri bizi görürse?"

Oğuz'un bakışları ona yaklaşarak konuşmamla beraber kısa bir anlığına dudaklarımla gözlerim arasında gidip geldiğinde ve bakışlarını tekrar gözlerime çevirmeyi başarabildiğinde Oğuz yüzündeki gülümsemeyi bozmadan konuştu.

Çakmak (BxB)Where stories live. Discover now