17

2.4K 192 54
                                    

*Birkaç gün sonra*

*Akın'dan*

Telefonumdan açtığım kısık sesli şarkının ritmine uyum sağlayarak hafifçe başımı oynatırken bakışlarımı karşımdaki manzaraya çevirerek gözlerimi ağır ağır kırpıştırdım.

Uykum gelmişti.

Bu kadar uykulu olmamın nedeniyse açıkça belliydi. Bugün Emir'le beni önemli bir sınavımız vardı ve gece geç saate kadar o sınava çalışmıştık. Üstelik bu sınav bu dönem gireceğimiz son sınavımızdı ve yarın sabah yola çıkıp eve dönecektik.

Bu da demek oluyordu ki Oğuz'u gitmeden önce son kez görmek için tek şansım çatıya çıkmaktı.

Ancak çatıya kriz geçirerek çıkmak istemediğim için uykum olmasına rağmen uyumayı reddetmiş ve kâbus gördüğüm saate kadar uyanık kalıp ondan sonrasında da çatıya çıkmıştım.

Tahminen Oğuz birkaç dakikaya burada olurdu.

Son zamanlarda ikimiz sıkça burada bir araya gelmeye başlamıştık ve sanırım artık bu çatıda karşılaşmalarımız bir rutin halini almıştı.

Derin bir nefes aldım.

Normalde ara tatilin başlamasına daha vardı ancak Emir'le ortak karar alarak kullanmadığımız devamsızlıkları son haftanın derslerine gitmeyerek harcayacak ve böylece ara tatilimizi uzatmış olacaktık.

Başımı da sırtımı yasladığım duvara yaslarken çatıdan aşağıya sarkıttığım ayağımı yavaşça sallamaya başladığım sırada çatının kapısının açılırken çıkarttığı sesi duydum.

Elimdeki sigaradan bir nefes çekerken gelenin kim olduğunu bilmeme rağmen onu görmek istediğim için başımı çevirerek bana doğru yürümeye başlamış olan Oğuz'a baktım.

Ciğerlerimdeki zehirli dumanı yavaşça dışarı verirken buradan görebildiğim kadarıyla oldukça yorgun gözüken Oğuz ağır adımlarla yanıma gelip benim üzerinde oturduğum duvarın dibine çökmüş ve bir bacağını dizinden büküp kendine çekerken diğerini ileriye doğru uzatarak yere oturmuştu.

Bakışlarımı bir an olsun ondan ayırmazken Oğuz başını arkasına yaslayarak bakışlarını bana çevirdiğinde hafifçe gülümsedim.

"Hoş geldin."

Benim gülümsediğimi gören Oğuz'da gözlerindeki yorgun ifadeye inat olarak gülümsediğinde kalbim göğüs kafesime kuvvetli bir darbe vurdu.

Bu adamın gülümsemesi bana garip bir şekilde güç ve enerji veriyordu.

"Hoş buldum."

Hızlanmış olan kalbimin biraz sakinleşebilmesi için derin bir nefes alırken başımla hala kısık bir sesle şarkı çalan telefonumu işaret ederek sorarcasına konuştum.

"Rahatsız olduysan kapatabilirim?"

Oğuz sorumla beraber başını hafifçe iki yana sallayarak yavaşça gözlerini yumup başını arkasındaki duvara yasladı.

"Hayır, kalsın."

Bakışlarımı özgürce Oğuz'un kapalı olan gözlerinden faydalanarak onun yüzünde dolaştırdığımda onun ne kadar yorgun gözüktüğünün bir kez daha farkına vardım.

İyi de onun bu kadar yorgun gözükmesine neden olan şey neydi?

"Oğuz?"

Oğuz sesimle beraber yavaşça gözlerini araladıktan sonra kısık gözlerle bana bakarak hafifçe gülümsedi.

Çakmak (BxB)Where stories live. Discover now