36

2K 173 151
                                    

Herkese merhaba!

Bu akşam size oldukça uzun olan bir bölümle bölümle geldim ve bu akşamki bölümün birçoğunuzun beklediği bir bölüm olduğuna inanıyorum. 

Umarım beğenirsiniz. 

Ayrıca bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve hikayenin tamamı hakkındaki düşüncelerinizi duymak için can atıyorum. Bu yüzden benden kısa da olsa bir yorumunuzu eksik görmeyin lütfen. Sizlerin düşüncelerini okumak ve sizin düşüncelerinizden ders çıkartmayı seviyorum. Umarım hepinizin severek okuduğu bir hikaye yazabilmişimdir.

Hepiniz kendinize çok çok iyi bakın!

İyi okumalar... 

***

*Birkaç gün sonra*

*Akın'dan*

Atabildiğim en seri adımlarla hedefim olan kafeye doğru ilerlerken içimdeki suçluluk hissinden kurtulmaya çalışıyordum çünkü tam da şu anda Emir'in arkasından iş çevirmekle meşguldüm.

Batuhan'ın kim olduğunu öğrenmemizin üzerinden geçen birkaç günün ardında Oğuz beni arayarak Batuhan'la buluşacağını söylemişti. Bunun üzerine tabii ki bende ne yapıp edip Oğuz'u Batuhan'la beraber konuşmaya ikna etmiştim.

Şimdiyse o buluşma için anlaştıkları kafeye doğru yürüyordum.

Okul ve yurdun çevresinden tamamen alakasız bir yerde olan bu kafeye gelirken Emir'e Oğuz'la buluşacağımı söylemek zorunda kalmıştım ve ne yazık ki bu durumu yanlış anlayan Emir bana iyi şanslar dilemişti.

Emir, Oğuz'la bir tür randevuya çıktığımızı düşünüyor olmalıydı ama durum hiçte öyle değildi.

Biz sadece arkadaştık.

Sadece arkadaş...

Derin bir nefes alırken kafamdaki düşüncelerimi, bas bas bağıran vicdanımı, kalbimdeki suçluluğun yarattığı baskıyı içimden söküp attım ve yürümeye devam ettim.

***

Oğuz'dan gelen Batuhan'ın kafeye vardığını belirten mesajla beraber kafenin kapısından içeri girdim ve hızlı adımlarla yüzü benden tarafa dönük olduğu için rahatlıkla görebildiğim Oğuz'un oturduğu masaya doğru ilerlemeye başladım.

Attığım her adımda bana sırtı dönük şekilde oturan adamın Batuhan olduğunun bilincine bir kez daha varırken Oğuz'un benden rica ettiği gibi derin bir nefes alıp yüzüme bir gülümseme yerleştirdim ve masanın yanına varmamla beraber bakışlarımı önce Oğuz'la sonra da Batuhan'a çevirerek konuştum.

"Selam gençler."

***

"Emir bu yaptıklarımı öğrenince kesinlikle ağzıma sıçacak."

Yorgunlukla tüm ağırlığımı oturduğum sandalyenin sırt kısmına bıraktıktan sonra bakışlarımı kafenin tavanında dolaştırdım.

Emir bunları öğrendiğinde ağzıma sıçar mıydı bilmiyordum ama yaptığım şeyin doğru olduğundan neredeyse yüzde yüz emindim.

Batuhan'la uzunca konuşup onun başından geçenleri dinledikten sonra karşımdaki yaralı adama Emir'le kaldığımız odanın anahtarlarını verip onu Emir'in yanına yollamıştım ve açıkçası bu konuda hiçte pişman değildim.

Emir yaralıydı.

Batuhan'da yaralıydı.

Ve bu iki yaralı kişi kendi yaralarını tedavi edemeseler de birbirlerinin yaralarını tedavi edebilirlerdi. Bunu yapabileceklerini biliyordum ve yapabileceklerine inanıyordum da. Bu yüzden yaptığım şeyden zerre pişmanlık duymuyordum. Buraya gelirken içimde var olan suçluluk duygusu yerini iyi umutlara bırakmıştı.

Çakmak (BxB)Where stories live. Discover now