11

3.4K 253 101
                                    

Herkese merhaba.

Bu hikâye için yazdığım en uzun bölüm oldu. Aslında ikiye bölmeyi düşündüm ama o zamanda iki kısa bölüm olacaktı. Bende iki kısa bölüm yerine uzun bir bölüm yayımlamaya karar verdim.

Umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar... ^^

***

Elimdeki ikinci sigarayı da bitirip izmaritini yere atarak ayağımla ezdikten sonra derin bir nefes alarak bakışlarımı dalgınca etrafımda dolaştırdım.

Oğuz'la konuşup dışarı çıkmamın üzerinden yaklaşık yarım saat geçmiş olmalıydı. Bu süreçte Begüm'ün yurda sağ salim vardığını söyleyen mesajını görmüş, Emir'i son durumdan haberdar etmiş ve iki sigara içmiştim.

Şimdiyse öylece boş boş dakikalardır burada oturuyordum.

Amacım Oğuz'un uyumasını bekledikten sonra odaya dönmekti çünkü bu gece rahat bir uyku çekebileceğimi sanmıyordum. Her ne kadar o kâbusu bu gecelik bile olsa görmemek için dua etsem de duamın kabul olacağına inancım kalmamıştı ve bu yüzden de Oğuz'un benim huzursuz bir şekilde uyuyuşumu fark etmemesini istiyordum.

Bende onun eninde sonunda benim geçmişte neler yaşadığımı öğreneceğini biliyordum ama bunu biliyor olmam ondan bu yönümü elimden geldiğince gizlemeyeceğim anlamına gelmiyordu.

Derin bir nefes alarak ellerimle yüzümü ovuşturdum.

Uykum gelmeye başlamıştı ve bu benim iyice gerilmeme neden oluyordu. Apar topar buraya geldiğim için yanımda uyku ilaçlarım yoktu. Yani kâbus göreceğim ve gördüğüm kâbusun etkisiyle uyanacağım yüzde yüzdü.

Yavaşça oturduğum yerden kalktım.

Yapacak bir şey yoktu. O odaya gitmeli ve uyumalıydım. İstesem de tüm gece uyanık kalamayacak kadar çok yorgundum ve bu yorgunluğun getirisi olarak da aşırı derecede uykum vardı.

Ağır adımlarla hastanenin içine girdikten sonra Oğuz'un odasının olduğu yere ilerledim ve sessizce önümdeki kapıyı açarak odadan içeri girdim.

Bakışlarımı Oğuz'a çevirmemle beraber onun uyuyan yüzüyle karşılaştığımda sessizce derin bir nefes aldım ve arkamdaki kapıyı sessizce kapatarak odanın içine doğru ilerledikten sonra Oğuz'un yatağının ayakucunda durarak bir süre sessizce onun uyuyan yüzüne baktım.

Uyurken ki surat ifadesi normalde olduğundan daha yumuşak bir ifadeye sahipti ama uyumasına rağmen sanki hala herhangi bir şey için tetikte bekliyormuş gibiydi.

Sanırım hafif bir uykusu vardı.

Mükemmel.

Sessizce derin bir nefes alırken yatağın ayakucundan ayrılarak Oğuz'un yan tarafına geldim ve yavaşça onun üzerinden kaymış olan örtünün uçlarından tutarak örtüyü dikkatlice Oğuz'un üzerine örttüm.

Bakışlarımı bu kez daha yakından bir şekilde onun uyuyan yüzünde dolaştırdığımda yüzündeki bu yaralara rağmen onun ne kadar güzel bir yüze sahip olduğunun bir kez daha farkına vardım.

Karşımdaki adam her haliyle güzeldi.

Yüzündeki morluklar, kanayan yerlere yapılmış pansumanlarla beraber tamamen girdiği savaştan sağ salim çıkmayı başarmış bir savaşçı gibi gözüküyordu ve açıkçası o gerçekten bir savaşçıydı. Birçok homofobik insana karşı tek başına savaşıyordu ve nasıl yapıyordu bilmiyordum ama bu savaştan çoğunlukla galip çıkmayı başarıyordu.

Çakmak (BxB)Where stories live. Discover now