78

625 59 137
                                    

*Yazar'dan*

"Yerinizde olsaydım eğer kılımı bile kıpırdatmazdım."

Duyduklarıyla beraber oldukları yerde kalakalan iki gencin bakışları da aynı anda yavaşça birbirlerine döndüğünde ikisinin de gözlerinde korku ve endişe vardı.

Duydukları cümlenin ne anlama geldiğini arkalarına bile bakmadan tahmin edebiliyorlardı ve Tamer gibi birinin elindeki silahın ateşlenme olasılığı oldukça yüksekti.

Bu yüzden de iki gençte korkmaya başlamıştı.

Bunca zaman boyunca Tamer'in bir kez bile fiziksel zarara kalkıştığını görmemişti. Evet, Akın'a saldırmıştı ama bunu kaba kuvvetiyle yapmaya kalmıştı. Herhangi bir cisim ya da alet kullanmamıştı.

Şimdiyse yanında silahla gelmişti.

Akın sertçe yutkundu.

Tamer'in silahla buraya gelmesinin onun her şeyi göze aldığının bir kanıtıyken Akın bu kez durumun çok ciddi olduğunun farkına vardı.

Durumun ciddiyetinin farkına varan tek kişi Akın değildi. Oğuz'da bu kez Tamer'in normalden farklı olarak vazgeçmeyeceğini düşünüyordu ve bu onu korkutuyordu.

Oğuz yavaşça bakışlarını arkasına çevirdi.

Tamer onlara doğrulttuğu silahı ilk kez eline almadığını belli eden bir kararlılıkla sıkıca tutarken Oğuz hala elini sıkıca tutmaya devam ettiği Akın'ı temkinli bir şekilde kendine doğru çekip arkasına almaya çalıştı.

Oğuz'un bu hareketiyle girdiği şoktan çıkan Akın bakışlarını arkaya çevirdi ve Tamer'e baktı. Akın'ın ona dönmesiyle beraber gülümseyen Tamer'in yüzündeki gülümseme Akın'ın tüylerini diken diken ederken Oğuz, az önce çekmesine rağmen yerinden kıpırdamayan sevdiğini bir kez daha kendine çekti.

Oğuz'un bu hareketiyle Akın istemsizce Oğuz'a doğru bir adım attığında Akın'ı arkasına çekmektense onun önüne geçmeye karar veren Oğuz bunu yapmak için hareketlendiği anda Oğuz'un yapmaya çalıştığı şeyi fark eden Tamer kaşlarını çattı.

"Olduğun yerde kalsan iyi olur koca adam yoksa elimdeki silahtan çıkacak olan kurşun hiç istenmeyen bir yerlere isabet edebilir."

Tamer'in söyledikleriyle beraber Oğuz kaşlarını çatarak olduğu yerde kalmak zorunda kaldı çünkü şu anda bütün kozlar Tamer'in elindeydi ve Oğuz, Akın'a bir şey olabilme riskini alamazdı.

"Orospu çocuğu."

Oğuz'un öfkeli sesini duyan Tamer bu durumdan keyif aldığını belli edercesine yüzündeki alaylı ifadeyle gülümserken dilini şaklattı.

"Cık cık cık cık... Biz bunu daha önce konuşmamış mıydık? Orospu çocuğu olan ben değilim, sensin. Benim annem belli babam belli. Seninkiler nerede?"

"Ebenin-"

Tamer'in söyledikleriyle beraber öfkesinin kontrolünü kaybeden Oğuz, Akın'ı geriye çekip öne doğru atıldığında Akın onun elini tutan kolunu boştaki eliyle sıkıca kavrayarak Oğuz'u durdurdu ve Oğuz'un önüne geçerek vücudunu onun önüne siper ederken konuştu.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Tamer, Akın'ın sorusu karşısında güldükten sonra havada tuttuğu silahı geriye çekerek tabancanın ucuyla şakağını kaşırken alaylı bir biçimde Akın'a baktı.

"Oradan bakınca ne yaptığım belli olmuyor mu hayatım?"

Akın, Tamer'in elindeki silahı oldukça rahat bir tavırla başına yaklaştırması karşısında duraksadı çünkü onun bunu yapması tetiğe basmasıyla ateşlenecek olan silahtan zerre kadar korkmadığını gösteriyordu.

Çakmak (BxB)Where stories live. Discover now