89

483 42 22
                                    

*Birkaç gün sonra*

*Yazar'dan*

"Buraya gel lan ağzına balgam attığımın çocuğu! Ne demek lan 'Ben askere gidiyorum'!?"

Akın'ın yüksek sesi bütün evde yankılandığı sırada Oğuz gözlerini sıkıca yumarak başını önüne eğdi. Her şey neredeyse yarım saat önce başlamıştı...

***

*Yarım saat önce*

*Yazar'dan*

"Akın."

Elindeki telefondan çekildikleri fotoğraflara bakarak gülümseyen Akın, Oğuz'un ona seslenmesiyle bakışlarını telefondan çekmeden konuştu.

Dün nihayet Oğuz ve Batuhan mezun olmuşlardı ve okulun düzenlediği mezuniyete katıldıktan sonra Cananların yanına gelip hep birlikte cüppeleriyle fotoğraf çekilmişlerdi.

"Efendim mavişim."

Oğuz karşısındaki gülümseyerek elindeki telefona bakan Akın'ı tedirgin gözlerle izlerken az sonra söyleyeceği şeyin sonucunu tahmin edemiyordu.

Yine de söylemekten başka çaresi yoktu.

"Ben... Ben askere gidiyorum."

Akın aniden duyduklarıyla duraksarken yüzündeki gülümseme yavaşça silindi. Oğuz böyle bir gün böyle bir şeyi söylemek istememişti aslında ama daha fazla içinde tutamamıştı. Zaten Akın'dan yeterince uzun bir süredir bunu gizliyordu ve bu durumdan nefret ederken daha fazla gizlemek istememişti.

Akın duyduklarının şaşkınlığıyla başını kaldırıp Oğuz'a baktı. Oğuz'un yüzünde şaka yaptığını belli eden bir ifade aradı ama yoktu. Oğuz gayet ciddiydi.

"Ne?"

Oğuz sertçe yutkundu ve ciddi bir şekilde Akın'a bakmaya devam ederken derin bir nefes alarak konuştu.

"Ben 2 ay sonra askere gidiyorum Kara'm."

Akın istemsizce güldü. Ne biçim bir şakaydı bu? İnsan sevdiği insana böyle bir şaka yapar mıydı? Oğuz gerçekten şaka yapmakta çok kötüydü.

"Şaka? Şaka yapıyorsun değil mi?"

Oğuz yavaşça başını iki yana salladığında Akın'ın yüzündeki gülümsemede silinmişti. Ciddiydi. Oğuz şu anda çok ciddiydi. Akın bunu fark edince kaşlarını çattı. Oğuz gerçekten gidiyor muydu?

"Özür dilerim güzelim. Söyleyecektim ama son olanlardan sonra söyleyemedim."

Akın içindeki öfkenin her geçen saniye büyüdüğünü hissederek sertçe yutkunurken elindeki telefonu yavaşça kalçasını yasladığı çalışma masasının üzerine bıraktı ve kaşlarını kaldırdı.

"Söyleyemedin?"

Akın'ın alaylı çıkan öfkeli sesini duyan Oğuz onun öfkesi karşısında duraksarken Akın ateş saçan gözlerini bir an olsun Oğuz'un mavi gözlerinden ayırmadı. Oğuz, Akın'a danışmadan verdiği bir anlık karardan bir kez daha pişman olurken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Akın-"

"Çık dışarı."

Akın'ın aniden araya girmesiyle susan Oğuz onun kendisini kovmasıyla beraber duraksadı. Daha önce Akın'ın ona karşı hiç bu ses tonuyla konuştuğunu duymamıştı ve şimdi duymak yaptığı hatanın büyüklüğünü bir kez daha yüzüne vurmuştu.

Çakmak (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin