54

1.2K 103 106
                                    

*Yaklaşık iki hafta sonra*

*Akın'dan*

Bavulumun sapından sıkıca kavrayarak kendime doğru çektikten sonra dik konumda durmasını sağladım ve derin bir nefes alarak temiz havayı ciğerlerime çektim.

Nihayet o gün gelmişti.

Oğuz'la beraber teyzemin yanına gidiyorduk.

Bu düşünce yüzümde bir gülümseme oluşmasını sağlarken cebimden çıkarttığım paketten bir dal sigara alıp yaktım ve paketi cebime koyduktan sonra telefonumu çıkartarak mavişimi aradım.

Buraya inmeden önce eşyalarımı toparlayıp Emir ve Batuhan'la vedalaşmıştım ve şimdi de Oğuz'la dışarıda buluşmayı planladığımız yere gitmek üzereydim. Birlikte görünmememiz gerektiği için yurdun birkaç sokak ötesinde buluşacak ve oradan beraber otogara gidecektik.

Kulağıma dayadığım telefon çalarken sigaramdan derin bir nefes çektim.

Emir'le Batuhan'ın biletleri bizim biletlerimizden bir saat sonrasınaydı. Yoğunluktan dolayı mecburen ayrı ayrı gitmek zorunda kalmıştık ama yalan yok ben Oğuz'la baş başa bir yolculuk yapmaktan gayet de memnundum.

Eh onlarında baş başa olacakları için gayet mutlu olduklarından emindim.

Gülümsedim ve ciğerlerimdeki dumanı yavaşça dışarı üfledim. Umarım bu tatil dördümüz için de güzel geçerdi ve biz en azından biraz olsun dinlenebilirdik çünkü hepimizin dinlenmeye ihtiyacı vardı.

"Efendim Kara'm."

Kulağıma yasladığım telefondan gelen ve içimi kıpır kıpır ettiren sesle beraber düşüncelerimin içinden ayrıldığımda derin bir nefes aldım.

Adamın sesi bile bana huzur veriyordu resmen.

"Yola çıkmaya hazır mısın mavişim? Eşyalarını toparladın mı?"

"Hazırım güzelim. Hatta tam da şimdi aşağıya inmek üzereydim. Sen hazır mısın?"

Elimdeki sigaradan bir nefes daha çekerken Oğuz'un beni görmeyeceğini bile bile başımı hafifçe onaylarcasına salladım ve ciğerlerimdeki zehirli dumanı dışarı üfledikten sonra konuştum.

"Ben çoktan hazırım bebeğim. Yurdun girişinde, bahçedeyim. Buluşma noktamıza gideceğim şimdi."

Telefonun karşı ucundan Oğuz'un hareket halinde olduğunu belli eden sesler gelirken Oğuz derin bir nefes alarak konuştu.

"Hava bugün bir hayli soğuk Kara'm. O yüzden oraya gitme. Caddedeki Yalın Kafe'ye git, bende oraya gelirim. Birer kahve içtikten sonra otogara gideriz. Hala oldukça fazla vaktimiz var ve rahatça bir kahve içebiliriz."

Oğuz'un sırf dışarda onu beklerken üşümemi istemediğinden dolayı söyledikleriyle beraber kocaman gülümsedim.

Düşünceli yârim benim.

"Tamamdır yiğidim. Orada buluşuruz o zaman."

Oğuz'unda onaylamasıyla beraber vedalaşarak telefonu kapattığımızda telefonumu cebime koydum ve bir elimde sigaram bir elimde bavulumla beraber buluşacağımız kafeye ilerlemeye başladım.

***

"Cam kenarına mı oturmak istersin, iç tarafa mı?"

Otobüsün dar koridorundayken sorduğum soruyla beraber Oğuz bakışlarını bana çevirdi ve hafifçe gülümserken konuştu.

Çakmak (BxB)Where stories live. Discover now