86

574 50 31
                                    

*Birkaç gün sonra*

*Akın'dan*

Yüzümdeki huzurlu gülümsemeyle günler sonra alabildiğim temiz havanın tadını çıkartıyordum. Geçen birkaç günün ardından durumum git gide iyiyi gidiyordu ve bana bebekler gibi bakan Oğuz'un bunda oldukça büyük bir paydı vardı.

Benimle o kadar yakında ilgileniyordu ki elinden gelse tuvalete bile tek göndermeyecekti ama neyse ki 'O kadar da değil' diyerek onu durdurmayı başarmıştım.

Normal odaya alındığım zaman yanımda refakatçi olması gerektiği için Oğuz anında refakatçim haline gelmişti ve diğerleri ne derse desin geri adım atmamıştı.

Teyzem sırayla benim yanımda kalmalarını teklif etse de Oğuz bunu kabul etmemiş ve kendisi hariç diğer herkesi yollamıştı.

Böylece Oğuz tarafından bebekler gibi bakılmaya başlamıştım.

Bugünse normal odaya alınmamdan günler sonra ilk kez doktorlar odadan dışarı çıkmama izin vermişlerdi ama çok fazla yürümem yasaktı. Bu yüzden de bir tekerlekli sandalyedeydim ama önemli değildi. Nihayet temiz bir hava alabiliyordum.

Oturduğum tekerlekli sandalyeyi iten kişi de Oğuz'du. Diyorum ya adam beni bir an olsun yalnız bırakmıyordu. Bu durum hem hoşuma gidiyor hem de beni üzüyordu çünkü bunu beni kaybetmekten korktuğu için yaptığını biliyordum.

Yine de ona bir şey söyleyemiyordum.

Oğuz benim tekerlekli sandalyemi iterek hastanenin bahçesinde sessiz ve sakin bir alana gelmemizi sağladıktan sonra bankın yanında durduk. Oğuz banka otururken ben de hemen onun yanındaydım.

Etrafımdaki ağaçlara bakarken esen ılık meltem beni rahatlatıyordu.

Bakışlarımı etrafımda dolaştırdıktan sonra gülümseyerek beni izlediğini bildiğim Oğuz'a döndüğümde göz göze geldiğim mavilikler yüzümdeki gülümsemenin büyümesini sağlamıştı.

"Özlemişim."

"Hım?"

Kısık sesimle beraber merakla bana bakan Oğuz'un ne dediğimi anlamadığını fark edince gülümsedim ve uzanıp elimi Oğuz'un elinin üzerine koydum.

"Özlemişim diyorum mavişim. Seninle dışarıda olmayı özlemişim."

Söylediklerimle beraber Oğuz şefkatli gözlerle bana bakarken elimi sıkıca tutup parmaklarımızı birbirine kenetledi ve boştaki eliyle saçlarımı narince geriye taradı.

"Hastanelerden gerçekten hoşlanmıyorsun değil mi?"

Oğuz'un elini saçlarımdan çekmesiyle beraber başımı hafifçe iki yana salladım. Gerçekten hastanelerden zerre kadar hoşlanmıyordum.

"Senelerce sürekli hastanelere gidip gelince tiksindim artık. Elbette hastanelerde çalışan her bir sağlık çalışanına minnettarım ancak çok zorunda kalmadığım sürece kimse beni buraya sokamaz ne yazık ki."

Oğuz söylediklerimle beraber şefkatle gülümsemeye devam ederken boştaki elini sıkıca tuttuğu elimin üstüne koydu ve iki eliyle sıkıca elimi tuttu.

"Her şey yoluna girecek, biliyorsun değil mi güzelim?"

Başımı onaylarcasına sallarken gülümsedim. Oğuz farkında değildi sanırım ama her şey çoktan yoluna girmişti. Bundan sonrasında mutlu olma zamanıydı.

"Her şey gayet yolunda zaten mavişim. Okuldan mezun oluyorsun. Artık bazı geri zekâlılarla uğraşmak zorunda kalmayacaksın. Sonra Tamer'de geri dönmemek üzere gitti. Okuldakiler zaten bana dokunamaz."

Çakmak (BxB)Where stories live. Discover now