90

564 47 34
                                    

*Bir hafta sonra*

*Yazar'dan*

Oğuz'un aniden askere gideceğini öğrenmelerinden bir hafta sonra iki genç yola çıkarak Oğuz'un üniversiteye gitmeden önce kaldığı yere gitmeye karar verdi ve birkaç saatlik bir yolculuğun ardından nihayet istekleri yere vardılar.

Akın meraklı gözlerle etrafını izlerken Oğuz taksiciye parayı ödeyerek bagajdan indirdikleri bavulları aldı ve Akın'ın yanına ilerledi.

Oğuz'un yanına geldiğini fark eden Akın bakışlarını ona çevirdiğinde Oğuz gülümseyerek başıyla karşısında durdukları evi işaret ettikten sonra eve doğru yürümeye başladı.

Oğuz önde Akın arkada ilerledikleri sırada Oğuz kapının önünde durup elindeki bavulları yere bıraktı ve cebindeki anahtarı çıkartıp kapının kilitlerini açtı.

Akın sessizce Oğuz'un hareketlerini izlerken Oğuz açtığı kapıdan içeri girip bavulları içeri aldıktan sonra kapıyı tutarak hafifçe kenara çekildi ve gülümseyerek Akın'a baktı.

"Gel güzelim."

Akın bu sözlerle beraber yavaşça öne doğru bir adım attı ve Oğuz'un onun için açık tuttuğu kapıdan içeri girdi. Uzun süredir kapalı olduğu belli olan evin içi biraz havasızdı ama bu durum Akın'ı rahatsız etmemişti.

Akın attığı ilk adımın ardından birkaç adım daha atarak içeri tamamen girdiğinde Oğuz kapıyı kapattı ve sırtını kapıya yaslayarak Akın'a etrafa bakabilmesi için biraz süre tanıdı.

Akın sessizce etrafına bakarken etraftaki her eşyanın üzerinin çarşaflarla kaplı olduğunu gördü ve bu görüntü Oğuz'un oldukça uzun bir süredir buraya gelmediğini kanıtlıyordu.

Akın yavaşça derin bir nefes alıp arkasına döndü.

Akın'ın ona dönmesiyle gülümseyen Oğuz sırtını kapıdan ayırarak Akın'ın yanına gitti ve uzanıp kolunu Akın'ın beline sardıktan sonra onu kendine çekti. Oğuz'un bu hareketiyle gülümseyen Akın ellerini kaldırarak Oğuz'un omuzlarının üzerine yerleştirdi.

"Hoş geldin güzelim."

Akın'ın yüzündeki gülümseme duyduklarıyla büyürken Akın ellerini Oğuz'un omzundan yukarı kaydırdı ve kollarını Oğuz'un boynuna dolayıp yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı.

Aralarındaki tatsızlığı düzeltmişlerdi ve askerlik konusunu bir daha açmamak üzere kapatmışlardı. Ellerinde kalan son iki ayı bunu düşünmeden geçireceklerdi ve Akın akıtacağı bütün gözyaşlarını sonraya saklamaya karar vermişti.

"Hoş buldum mavişim."

Oğuz hafifçe eğilip Akın'ı narince öptükten sonra geriye çekildi ve bakışlarını etraflarında dolaştırdıktan sonra Akın'a dönerek konuştu.

"İçerisi baya havasız. Ben camları açıp çarşafları toparlarken sen neden etrafa bakınmıyorsun?"

Akın gülümserken başını hafifçe iki yana sallayıp Oğuz'un boynundaki kollarını çözdükten sonra geriye çekilerek ayrılmalarına neden oldu ve soru işaretleriyle ona bakan Oğuz'a bakarak gülümsemesini büyüttü.

"Ya da ikimizde beraber hareket edebilir ve böylece bu evi daha çabuk yaşanabilir hale getirebiliriz, ne dersin mavişim?"

Oğuz duyduklarıyla duraksadı.

"Mantıklı ama yorgunsundur diye-"

Akın uzanıp Oğuz'un elini kavradığı sırada Oğuz'un sözlerini keserek konuşmaya başladı çünkü biliyordu ki eğer şimdi Oğuz'u engellemezse Oğuz onun hiçbir şey yapmasına izin vermeyecek ve her şeyi tek başına yapmaya çalışacaktı ama Akın bunun olmasını istemiyordu.

Çakmak (BxB)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang