21

2.4K 184 68
                                    

*Ertesi gün*

*Akın'dan*

"Efendim."

Oğuz'un telefonun karşı ucundan gelen sesiyle beraber yüzüme istemsiz bir gülümseme yerleşirken ağır adımlarla yurdun kapısından dışarı çıktım.

"Ben yurttan şimdi çıktım da seni nerede bekleyeyim? Kaç dakikaya hazır olursun?"

"Ben cadde üzerindeki Yalın Kafe'deyim. Eğer sende hazırsan buraya gelebilir misin?"

Oğuz'un verdiği cevapla beraber yüzümdeki gülümseme büyürken onun buluşmaya sözleştiğimiz saatten daha erken yurttan çıktığı gerçeği beni oldukça mutlu etmişti.

"Gelirim tabii ki de... Sen biraz erkenden hazırlanmışsın."

Sözlerim Oğuz'un hafifçe gülmesine neden olduğunda adımlarımı hızlandırarak Oğuz'un söylediği kafeye doğru yürümeye başladım.

"Geç kalmaktan ve birini bekletmekten hoşlanmam. O yüzden de biraz erken çıkayım dedim. Hem sende erken çıkmışsın. Normalde kararlaştırdığımız saate daha yarım saat var."

"Bende senin gibi düşündüğümden dolayı erken çıkmıştım."

Bu kez ikimizde aynı anda güldüğümüzde onunla yaptığımız bu plan beni oldukça heyecanlandırıyordu. Dün gece odalarımıza dağılmadan önce bugün beraber bir şeyler yapma konusunda anlaşmış ve buluşmak için bir saat belirlemiştik. Henüz nereye gideceğimize ya da ne yapacağımıza karar vermemiş olsak da buluşma planı yapmak bile beni mutlu ediyordu.

"Gitmek istediğin bir yer ya da yapmak istediğin bir şey var mı?"

Sorum birkaç saniye süren bir sessizlik oluşturduğunda Oğuz'unda benim gibi ne yapacağımıza karar veremediğini fark ettim.

"Açıkçası buraya gelmeden öncesinden beri düşünüyorum ama bir türlü yapacak bir şey bulamadım. Bu yüzden bende senin ne yapmak istediğini soracaktım. Sen ne yapmak istersin?"

Oğuz'un soruyu bana yöneltmesiyle beraber derin bir nefes alarak seslice nefesimi dışarı verdim çünkü bende bilmiyordum.

"Valla sen öyle bir anda sorunca bilemedim ki bende şimdi."

"Yalnızken neler yaparsın?"

Oğuz'un sorusu beni duraksatırken onun soruduğu soruyu anlamaya çalışırken hafifçe kaşlarımı çatarak konuştum.

"Yalnızken mi?"

"Evet. Yani canın sıkıldığında eğlenmek ya da kafa dağıtmak için neler yaparsın? Belki bu şekilde yapacak bir şeyler bulabiliriz. Hem birbirimizi tanımamıza da yardımı dokunur."

Oğuz'un sözleri çatılan kaşlarımı gevşetirken yüzüme sersem bir gülümseme yerleşmişti çünkü onun söylediği cümledeki 'Birbirimizi tanımak' kısmı çok hoşuma gitmişti. Ben onu uzun süredir tanımak için can atarken onunda beni tanımak istediğini bilmek bana inanılmaz bir şeymiş gibi geliyordu.

"Ah şey doğru... Haklısın... Hım bir düşüneyim. Yalnızken ne yaparım?"

Kafamdaki hayal dünyasının içinde kaybolarak yarım yamalak cümle kurup kendi kendime mırıldandığımda kafamın içinde hala daha Oğuz'a karşı yeşeren umutlarımın doğurduğu hayallerim dolaşıyordu ve bu hayallerim yüzünden mantıklı düşünemiyordum.

"Şey hafta sonları barınağa gidiyorum bazen. Oradaki hayvanları sevmeye falan ama hafta içindeyiz ve orası şu anda insan kabul etmiyordur."

Çakmak (BxB)Where stories live. Discover now