AMBER 17 | FAROE

2.1K 187 10
                                    




Instagram/ threads: t.y.mazer

tiktok: t.y.mazer

Twitter: t.y.mazer

***








LACİVERT

AMBER 17. BÖLÜM

FAROE

***


"Nereye gidiyoruz?" dedim merakla. Hangar'ın kapısından geçtiğimizde ekip uçakları yerine Lacivert'in kişisel uçağına doğru ilerlemiştik. Bu küçük uçak, kısa bir süre önce yaptığımız kaçamağı hatırlatınca kendi kendime gülümsedim. James ile göz göze geldiğimiz anda lacivert bakışlarının üzerimde olduğunu fark ettim. Bana onda pek rastlamadığım şefkatli bir ifadeyle bakıyordu. Mahcup bir şekilde koltuğa yerleştim.  Bazen son haftalarda yaşadıklarımın bazı kısımlarının tatlı bir rüya olduğuna inanıyordum. James gibi bir adamı böyle görmek imkansız gibi geliyordu.

James kemerimi sağlam taktığıma emin olduktan sonra kulaklıklarımı verdi. Ekrana girdiği komutları takip ederek, nereye gideceğimizi tahmin etmeye çalışıyordum. Kalkış için  son kontrollerini yaptı ve tüm izleme cihazlarını devre dışı bıraktı. Belli ki gizli bir yere gidiyorduk ve bu yerden Birlik'in de haberdar olmamasını istiyordu. Sonunda hafifçe gülümseyerek motoru çalıştırdı.

"Çok özel bir yere gidiyoruz." dedi gözlerini benden ayırmayarak. "Sana iyi geleceğini düşünüyorum."

İlgiyle kaşlarımı kaldırdım. "Neresi?" diye sordum. Hala sersemlik hissini üzerimden atamadığım için özellikle iyi olmaya çalışıyordum. Donaldson'a her nasıl bir bağlılık geliştirdiysem, dünkü olaylar beynimi çorbaya çevirmişti. Düşündüğüm anda tekrar midem bulandı.

James dikkatimi dağıtmak ister gibi bana doğru eğildi. "Gideceğimiz yerin varlığını sayılı kişi biliyor, bu yüzden gittiğimizde açıklamayı tercih ederim. Sadece güzel bir adayı ziyaret edeceğimizi bilmen yeter."

"Peki" dedim uslu bir çocuk gibi önüme dönerek. James başıyla onayladı ve kalkışa geçti. Uçağın altımızda ağırlığını kaybetmesini ve bulutların üzerinden süzülerek, yeterli irtifaya ulaşmasını bekledim. James güneş gözlükleri takmış, güneş ışığından etkilenmemem için bana da bir tane vermişti. "Üzgünüm" diyen sesi kulaklardan duydum. "Bu uçak ileri bir model olsa da, ekip uçakları gibi teknolojik değil."

Gözlüğümü indirerek ona gülümsedim. "Bazen normal hissetmek güzel oluyor."

Tatmin olmuş bir ifadeyle önüne döndü ve yolculuğa yoğunlaştı. Bense kalbime sızan sıcaklıkla iniş yapana kadar, yanımdaki adamın ne kadar güzel göründüğünü düşündüm. 

Gerçekten bir adanın tepesine iniş yaptığımızda, önümüzde uzanan derin mavinin güzelliği ile büyülendim. James uçaktan inene kadar yorum yapmadı. İnmeme yardım edip, beyaz şifon elbisemin rüzgara kapılmasını engelledikten sonra elimi tuttu. "Faroe adasına hoş geldin." dedi yumuşak bir sesle.

"Bu taraftan" dedi bariz bir şekilde uçurumu göstererek. Gözlerimi kıstım. "Şaka mı yapıyorsun?"

Elimi daha sıkı tutup gülümsedi ve adımlarımızı oraya yönlendirdi. Uçurumun başına gelince aşağıya dönen bir patika olduğunu ve ve patika boyunca devam eden doğal bir merdiven bulunduğunu gördüm. Yolun sonunda çatısı ve her tarafı yeşilliklerle kaplı bir ev görünüyordu. Dikkatli bakmasam asla fark edemezdim. Ev adanın bir parçası gibiydi. "Vay canına" dedim heyecanla. "Çok güzel, oraya mı gidiyoruz?"

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin