AMBER 15 | ZİHİN YANGINI

11.6K 902 195
                                    

Instagram/ threads: t.y.mazer

tiktok: t.y.mazer

Twitter: tymazerr

***








LACİVERT

AMBER 15. BÖLÜM

ZİHİN YANGINI


***


Tobias'ın gönderdiği lokasyona vardığımızda, James aracı uzak bir köşeye park ederek kontağı kapattı. Aramızda huzursuz bir sessizlik vardı. Tobias'ın mesajını aldığımdan beri garip davranıyordu.

Sonunda parmaklarını saçlarından geçirerek derin bir nefes aldı. "Daha önce buraya gelmediğinizden emin misin?"

Sorusunda hafif bir ima hissetim. Sanki ondan habersiz Tobias'la ne kadar fazla vakit geçirdiğimi ölçmeye çalışıyor gibiydi. Başımı olumlu anlamda salladım. "Eminim. İlk defa geliyorum."

"Pekala" dedi dümdüz bir sesle. "İçeri bir sürprizle karşılaşmana.."

"Hayır," diye sözünü kestim. "Bir sürprizle karşılaşacağımı sanmıyorum."

Yutkundum. "O akşam bana bir şeyler söylemek istiyordu. Muhtemelen konuşmanın devamını getirecek."

Lacivert'in direksiyonu tutan elleri sıkı bir yumruk halini aldı. "Küpeyi taktım." dedim hemen ekleyerek. "Ne söylüyorsa duyacaksın." Ben de onun gibi derin bir nefes aldım. "Zihnim tersini söylese de, yanına sadece görev için gidiyorum James."

Lacivert sadece başını salladı. Bundan birkaç gün önce ona böylesine bir açıklama yapacağım söylenseydi, bir yerimle gülerdim. Ama şimdi, benim için açtığı kapıları kapatmaktan korkuyordum. Adı dilimin ucuna gelmese de, aramızdaki bu sıra dışı bağ sanki tenime, ruhumun erişemediğim yerlerine işlenmişti. Hem canımı yakıyor, hem de beni özgür kılıyor gibiydi.

Aracın kapısını açıp yavaşça aşağı indim. Arabanın etrafından dolanıp sürücü tarafına ulaştım. Lacivert meraklı bir ifadeyle camını indirdi. Yüzü bir taş kadar katı olsa da, onun derinliklerine artık şahit olmuştum. Eskiden acımasız gelen bu ifadesinin artık bir çeşit kalkan olduğunu biliyordum. Hafifçe gülümsedim ve eğilip yanağından öptüm. Bir kaşı kalktı, ifadesi yumuşadı.

"Geri döneceğim." dedim güzel gözlerine bakıp.

Adımlarımı ileride görünen eve doğru çevirip derin bir nefes aldım. Spor ayakkabımın altındaki kuru otlar her adımımda çatırdıyordu. Birkaç dakika düşünmeden yürüdüm. Eve iyice yaklaşıp bahçeye ulaştığımda etrafımı incelemeye başladım. Sonuçta buraya görev için gelmiştim ve gözlem yapmam, her şeye rağmen tetikte olmam gerekirdi. Bahçe yeşil görünmesine rağmen oldukça bakımsızdı. Yabani otlar her yerdeydi, dikkatli bakmazsam kapıya giden ince yolu fark etmeyebilirdim. Bazı çalılar öylesine büyümüş ve biçimsiz uzamışlardı ki, yürürken kendimi sakınmak zorunda kaldım. Bina iki katlıydı. Ölü gibi duruyordu. Yıllardır kimsenin buraya uğramadığı izlenimini veriyordu. Tobias'ın böyle bir yer seçmiş olması şaşırtıcı gelmedi. Etrafta ne kamera ne de, bu yerin varlığını ortaya çıkaracak bir araç vardı. Sonunda kapının önüne ulaştım ve demir kapıyı çalmak için bir zil aradım. Yoktu. Elimi yumruk yapıp iki kere kapıya vurdum. Kapı hafiften gıcırdadı ve yerinden oynadı. Küçük aralıktan hafif bir esinti geldi. Kapı açıktı ve içeriden cereyan yapıyordu. Yutkundum. Bu pek Tobias'lık bir hareket değildi.

İki seçeneğim vardı. James'e küpemden ulaşarak bir şeylerin ters gittiğini söyleyebilirdim. Ancak bu, eğer Tobias içerdeyse bütün görevi riske atmakla kalmayıp, her şeyin açığa çıkmasına neden olabilirdi. Ya da içeri girecek ve neler olduğuna bakacak, bir sorun olduğu taktirde James'in yakında olmasını dileyerek yardım isteyecektim. Sıkıntıyla boynumu ovuşturdum. İçeriden gelen hava hala bacaklarımı yalayıp geçiyordu.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin