5- Antidote

71.6K 3.4K 501
                                    


Instagram: t.y.mazer
Twitter: tymazerr

Koşar adım servis kapısından çıkıp, restoranın parkına doğru yürürken dikkat çekmemeye çalışıyordum. Bunu neden yapıyordum ben de bilmiyorum ama az önceki olanlardan sonra görünmez olma isteğim şuan benim için en büyük gerçekti.

Lacivertin yüzüne nasıl bakacaktım? Neden manyak gibi üzerimdeki kıyafetleri parçalamış, bana kötü bir şey yapacak diye aklımı çıkarmışken, gözlerinde daha önce görmediğim bir ifadeyle beyaz önlüğü uzatmıştı.

Yüzüm kızararak aklıma az önce olanlar geldi tekrar. Belki bana yumruk atsa ya da darp etse, zaten alışık olduğum bir durum olduğu için kendimi savunmak aklıma gelir, laciverte karşı başarılı olamasam da kendimi korumuş olurdum.

Ama yaptığı şey karşısında donup kalmış, o kadar güçsüzleşmiştim ki, kendimi kontrol edip, beynime herhangi bir komut gönderemedim. Hele tenimi ürperten sıcak nefesi, o iç gıdıklayıcı karıncalanma hissi...

Kafamı sağa sola sallayıp utanç hissimi bastırmaya çalıştım ama düşündüklerimle kendime hiç yardımcı olmuyordum.

Adımlarım koşar halde olsa da, utançtan kasılan bedenim geri geri gitmek istiyordu. Ilık rüzgar beni rahatlatacağı halde bana büyük gelen beyaz gömleğin düğme aralarından sızarak çıplak tenimi ısırıyordu. Ellerimle gömleğim iliklerini sıkıştırarak ön tarafımı kapatmaya çalıştım.

Lacivertin dediği noktaya geldiğim anda, arabası önümde belirdi. Titremesini durduramadığım ellerimle kapıyı açmaya çalıştım ama artık korkumu gizleyemiyordum. Bu yaşadıklarım lacivertten korkmam gerektiğini gayet açık hale getirmişti.

Bu adam benim kıytırık dövüş eğitimimle elinden kurtulacağım ya da ondan kaçıp saklanabileceğim biri değildi.

Lacivert tehlikenin ta kendisiydi.

Yüzü yola dönük olan lacivert meteor, kafasını çevirmeden kolunu uzatarak içeriden kapımı açtı. Beceriksizliğime tahammül edemediğini hissediyordum.

Koltuğa oturduğum anda yüzde bir milyon artan utancımla, kafamı önüme eğerek hiç orada yokmuşum gibi davranmaya çalıştım.

2 saat önce beden değiştirdiği bu meteorumsu adam ne kadar muhteşem olsa da, yine de arabada laciverti görmeyi beklemiştim. Göremeyince anlık bir şaşkınlığa uğradım. Bu adama bu kadar çabuk alışmamalıydım. Zihnimde yine aynı yankıya yer verdim. 'Bu adam bir katil Beren, bu adam bir katil!'

Lacivert gazı köklediğinde, hız yapmayı sevmeme rağmen, kalbimde kısa süreli bir deprem oluşmuştu. Yutkunarak kendime sakinleşmeyi tembihledim.

Yarım saat sonra mahzenin bulunduğu ormanlık alana yaklaşmıştık.

Lacivert, mahzenin otoparkından çıkarken kullandığımız yolu kullandı yine. Bu yol anayola bir tünelle bağlanıyor aynı zamanda mahzenin otoparkına çıkıyordu. Tünelin çıkışı yine ormanlık alandaydı ve dikkat çekmiyordu. Zaten mahzene ait her çıkış noktası ormanın farklı alanlarında oluşturulmuştu.

Tünelden içeriye girdikten kısa bir süre sonra otoparka geçişi sağladık. Mahzene yaklaştıkça içimdeki korku perçinleniyor, lacivertten daha da çok ürküyordum. Otoparktan çıkarken göz ucuyla ona baktım. Anında yaşadığım tereddüdü fark etti.

"Acele et, oyalanma lüksün yok."

Cevap vermeden hızlı adımlarla onu takip ettim. Önce kömürlük, sonra gizli kapıdan geçip mahzene vardık. Siyah odanın kapısına geldiğimizde aceleyle kapıyı ittirip içeri geçti.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin