AMBER 22 | FİNAL 1- İLLÜZYON

11.7K 698 251
                                    

Instagram/threads: t.y.mazer

Twitter: tymazerr

Tiktok: t.y.mazer

LACİVERT AMBER

22. BÖLÜM FİNAL 1

İLLÜZYON



"Hayır dostum hayır" diye bağırdım. "O çiçekler oraya değil, şuraya fıskiyenin yanına."

Bu adamlar hiçbir şeyden anlamıyordu!

"Hey sen, kovboy şapkalı, kızlara hava atmayı bırak da buraya gel!"

Ellerimi saçlarımdan geçirip etrafı son bir kez daha kontrol ettim. Şamdanlar doğru yerdeydi. Çiçekler -nihayet- doğru yere varmak üzereydi. Lanet olası balonlar -balonlardan gerçekten nefret ediyordum bana korkunç palyaçoları hatırlatıyorlardı- doğru yerdeydi. Işık ve ses denemeleri tamamdı. Masalar düzenlenmişti.

Hava Şubat ayında olmamıza rağmen güzeldi. Elbette açık havada olduğumuz için ortamı sıcak tutmak adına birkaç numara kullanmak zorunda kalmıştım. Birlik'in minik ileri teknolojilerinden bahsediyordum. Minicik.

Bu mekanı seçmek biraz zor olsa da, uykusuz kalmama rağmen hani şu kızların rüya gibi dediği yerlerden birini bulmuştum. Daire şeklinde dizayn edilmiş mekanın etrafı amfi tiyatro gibi merdivenlerle kaplıydı. Merdivenler genişti ve çimenlerle derinlik kazanmıştı. Tüm daire boyunca top şeklinde yerden aydınlatmalar yerleştirilmişti. Dairenin sol köşesinde bir balkon ve balkonun bağlı bulunduğu taştan yapılmış bir oda, oradan da ortaya inen zarif bir merdiven vardı. Güneşin batmaya başladığında ışıklar yandı. Görüntü muazzamdı.

Derin bir nefes aldım. James'i morartacak olmanın verdiği keyifle sırıttım. Bu davet işini iyi kıvırmıştım. Böyle kadınsı şeylerden anlamasam da -elbette anlıyordum ajan olmak bunu gerektirirdi- mükemmel bir iş çıkarmıştım. Ajan olmak zor işti dostum. Pekala yalan söylüyorum. Ajan olmak süper cool bir şeydi ve ben Mike Winsley mükemmelliğin tanımıydım.

"Çiçekler yanlış yerde." dedi Elizabeth yüzünü buruşturarak. Üzerinde onunla bağdaştıramadığım uçuk pembe vücudunu saran bir elbise vardı. Oldukça güzeldi. Elizabeth hep güzeldi.

"Hadi ama dostum, sabahtan beri bunlarla uğraşıyorum. Bir daha hatırlatır mısın James bu görevi neden sen yerine bana verdi?"

Elizabeth ukala bir tavırla burnunu kaldırıp, yanımdan uzaklaştı. Belli ki yardım etmeyecekti. Pekala bu işi ben halledebilirdim.

Bir süre sonra davetliler salonu doldurmaya başladı. Sahi James bu kadar insanı nereden bulmuştu?

Yanıma koşarak gelen Sinem'in hemen belini kavradım. Bu tatlı kız beni hem dizginliyor hem de kendimden geçiriyordu. Saçlarını tepeden toplatmış güzel yüzünü ortaya çıkarmıştı. Üzerinde saçlarına tezat renkte açık mavi bir elbise vardı. Enfes görünüyordu. Yanakları mutluluktan ve heyecandan kızarmıştı.

"Mert!" dedi şakıyarak. "Onu görmen lazım, muhteşem görünüyor. Tam bir prenses gibi."

Sırıttım. Öyle olduğuna emindim. O kız her şeye rağmen hepimizden daha sıkıydı. Oldukça geniş bir kalbi ve sağlam cesareti vardı. Kız kardeşim olsa ancak bu kadar sevebilirdim.

Sinem bana sarıldı. Eridiğimi hissettim. "Hazır mısın sağdıç?" Dedi

Gülümseyerek. Papyonumu düzeltip güldüm. "Her zaman bebeğim."

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin