SAFİR Final | Herkes için...

34.9K 1.5K 664
                                    


Instagram: t.y.mazer

twitter: tymazerr



17. FİNAL 

HERKES İÇİN

Bir çok şeyin yanlış olduğunu biliyordum. İçinde bulunduğumuz operasyon yanlıştı. Benim o okulda bulunmam, Lacivert'in eğitmen olması veya Mike'ın asistan olması...

Tüm operasyon aptal bir kurgudan ibaretti. Her şeyin tamamen bir aldatmaca olduğunu kulak misafiri olduğum konuşmanın başında anlamasam da, o samimi gülüş yerini farklı bir bakışmaya bıraktığında zihnimde sağa sola çarparak dolanan taşlar en sonunda yerine oturmuş ve görmeyi istemeyeceğim bir resmi algıma açık hale getirmişti.

Bana her ne yaptıysa zihnimi açık tutuyor ama hareketlerimi, beden kontrolümü engelliyordu. Bunu özellikle yaptığını, düşünceler ve ihtimaller arasında boğulmamı istediğini biliyordum. Sadece göz kapaklarıma hakimiyetim vardı ancak gözlerim bağlıydı. Yani kontrolsüzlüğümü her an hissetmemin keyfini çıkarıyordu.

Bilincim tamamen bulanıklaştığında, beni taşmaya başladığını anladım. Bir yere gidiyorduk ve bu yerin benim sonum olmamasını umut ettim. Çünkü daha James'e söyleceğim tonlarca şey, onunla paylaşacağım binlerce an vardı. Tüm bu hayallerin bir toz tanesi gibi parmaklarım arasından havaya karıştığını düşündüğümde, donukluğuma rağmen kalbimin ortasında bir yaranın acımasızca kanamaya başladığını hissettim. O an konuşabilseydim, acı çığlıklarım bulunduğumuz ortamın duvarlarına çarparak yankı oluştururlardı.

Zamanımın kalmadığını bilmek hiç bu kadar acıtmamıştı. Çünkü sessiz hayallerim, saklandıkları kavuklardan çıkmış, ömürlerimiz bu kadar mıydı diye yakama yapışıyorlardı. Oysa çoğu hayalime daha yaklaşamamıştım bile.

Ama işte aşk vardı. Hiç bir zaman hayalini tam anlamıyla kurmaya cesaret edemediğim aşk, en can alıcı yerimden vurup hayatımın anlamını değiştirmişti. Aşk Lacivert'ti.

Aşk onun gecenin en ahenkli tonunu çalan gözleriydi. İpekten yumuşak, sudan şeffaf dokunuşları, hareleriyle, ruhundaki renklerle sevişiydi beni.

Her yol, her çıkmaz oydu.

Her dokunuş, her seviş, her mühür oydu...

Vücudumdaki uyuşukluk yavaş yavaş kaybolurken, bir çuval gibi hoyratça taşınmaya devam ediyordum. Beni tutan kolların kim olduğunu pek ala biliyordum. Ama anlamadığım bunu neden yaptığıydı. Beni direkt öldürebilir ve sesimi kesebilirdi. Ya da o kapıyı hiç aralık bırakmayıp, tüm gerçeklere kulak misafiri olmamamı sağlayabilirdi.

Nedense, hiçliğin kıyısında gezen sorularımın cevabını bir şekilde alacağımı hissediyordum.

Sert bir zemine oturtturulduğumda, tanıdık rutubet ve küf kokusu ciğerlerime doldu. Sandalyeye oturtulmuştum. Uyuşuk ellerimi arkamda birleştirerek sandalyeye sabitledi. Ve sonra da ayak bileklerimi.

Vücudumda dolaşan adrenalin saldırma isteğimden değildi. Neden yaptığını merak ediyordum.

Ona sormak istediğim onlarca şey vardı. Ne zamandan beri bu oyunun içindeydik?

Yoksa herşey en başından beri bir oyun muydu? Hepimiz piyon olarak mı kullanılmıştık? Lacivert... Ya Lacivert?

Onun acı çekeceğini düşündükçe acım defalarca katlanıyor, koca bir enkazın altında kaybolmamı sağlıyordu.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin