AMBER 18 | GENOA

3K 200 25
                                    




Instagram/ threads: t.y.mazer

tiktok: t.y.mazer

Twitter: tymazerr

***





LACİVERT

AMBER 18. BÖLÜM

GENOA


Toplantı odasındaydık. Henüz James gelmemiş ancak sabahın üçünde hepimizi acil bir duyuru ile çağırmıştı. Jenny'nin anonsu odamda yankılandığında, ilk düşündüğüm nerede olduğumdu. Sonra geç saatte James'le Faroe adalarından döndüğümüzü, henüz iki saattir uyuyor olduğumu hatırladım. Hızla üstümü değiştirip, kırmızı odaya ilerledim. Odaya ilk gidenlerden biri bendim. Elbette Elizabeth benden önce gitmişti. Yüzünde her zamanki ukala ifadeyi görmeyi bekledim ancak daha çok savunmasız bir halde olduğunu görünce kaşlarım havalandı.

"Selam" deyiverdim bir anda. Neden onunla konuşmaya çalıştığımı ben de bilmiyordum.

Bir süre yüzüme baktıktan sonra "Selam" dedi o da, çok da kendinden emin olmayan bir sesle. Elizabeth'ten beklenmeyecek bu tavır karşısında daha çok şaşırdım.

"Sen iyi misin Elizabeth?" dedim dayanamayarak. "Yani, beni görmezden gelmen ya da iyi ihtimalle ukala bir cevap vermen gerekmiyor muydu?"

Elini boş ver gibi havada sallayarak önüne döndü.

"İşte" dedim "tam da bundan bahsediyordum."

Gözlerini devirip tekrar bana döndü. "James sana nasıl katlanıyor gerçekten merak ediyorum. Ne kadar sinir bozucu olduğunun farkında mısın?"

Güldüm. "Katlanmak zorunda olduğunu kim söyledi?"

Başını inanamıyormuş gibi salladı. "Sen tam bir aptalsın."

"Hah," dedim alayla "En azından senin gibi burnunun ucunu göremeyen bir şıllık değilim."

Elizabeth'in ukala dudakları ardına kadar açıldı. İnşallah beni dövmeye filan kalkmazdı. Ağzımın ayarını tutturamadığım zamanlar oluyordu ancak bu açık ara en kötüsüydü.

Yine de ağzını kapatmayı başardıktan sonra gülümsemesini beklemiyordum.

"Neye gülüyorsun?" dedim temkinle.

"Küçük çaylak büyümüş" dedi "Sonunda tırnaklarını çıkardığını görmek güzel."

Elizabeth'in dostça öneriler vereceğini kim tahmin edebilirdi?

Ekip liderimiz James, sonunda Brad ile beraber kırmızı odaya girince bir süredir esneyen Mike hemen doğruldu. Mike çoğu zaman şapşal gibi davranabiliyordu ancak söz konusu görevler olunca tam bir profesyonel havasına bürünüyordu.

James baştan aşağıya siyahlara bürünmüştü. Göz altlarında normalde fark edilmeyecek morartılar oluşmuştu. Ancak artık çehresinin her santimini ezberlediğimden aradaki farkı görebiliyordum. Görev için şimdiden hazır gibiydi. Hiç vakit kaybetmeden söze başladı. "Normal koşullarda göreve 24 saat içinde çıkmayı planlıyorduk. Ancak elimize bir fırsat geçti. Brad kısa bir süre önce aradığımız dosya ismine ulaştı."

Ekranda Brad'in daha önce gösterdiği piramit ile içindeki çekirdek belirdi. Bu sefer çekirdeğin içinde bir isim vardı.

"GENOA"

Ekran ikiye ayrıldı ve sol tarafta bir bina görseli belirdi.

"Bu, Jun Nish'in laboratuvarının bulunduğu tesis, Singapur'da oldukça gözde bir lokasyonda bulunuyor. İlk iki katı konferans ve seminerler için kullanılıyor. Jenny laboratuvar planlarına geçer misin?"

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin