3- Mahzen

86.9K 3.7K 559
                                    

Instagram: t.y.mazer
Twitter: tymazerr

Gözlerimden hiç durmadan süzülen yaşlar görüş açımı kapatıyor, hırıltıyla aldığım nefesler, olduğum yerde kıvranmama neden olan acıya engel olamıyordu.

Derin derin nefesler alarak sakin olmam gerektiğini düşündüm. Acı eşiği yüksek bir insandım ben. Ama bu çok fazlaydı. Çok çok fazla.

Gözlerimde birikmiş yaşları silecek kadar sakinleştiğimde, kızgın bir demirin hala üzerimde gezindiği hissi veren yaraya odaklanmaya çalıştım.

Dizimin tam üstünde yere paralel, uzun ince bir delik açılmıştı. Pantolonumun o kısmı yanmış, tenim asfalt gibi kapkara olmuş, burnuma pişmiş et kokusu dolmuştu.

Öğürme isteğimi bastırarak titreyen parmaklarımı kontrolde tutmaya çalışarak yaraya bakmak için doğruldum.

Uzattığım elimi kavradığında hararetli bir çığlıkla elimi ondan kurtardım.

"Uzak dur benden hayvan!" geldiğini anlamamıştım. Ama şaşırmamıştım da. Kulakları sağır eden alarm çalmaya devam ediyordu. Ama ben artık duymuyordum bile.

Kapıya tekrar yaklaşmaktan korkarak duvara doğru ittirdim kendimi. Tüm ağırlığımı sol bacağıma vererek ayağa kalkmaya, doğrulmaya çalıştım.

Hıçkırıklarımı sonlandıramasam da, titrememi durdurmuştum. Ama acı aynı yerdeydi.

Yanıma geldiğini kokusundan anlayabiliyordum.

Elimi kaldırarak çatallaşan sesimle tekrar haykırdım.

"Yaklaşma dedim! Nasıl bir psikopat böyle bir tuzak kurar!" sessizce beni izledi. Halim olmasa da içimdekileri kusmak istiyordum.

"Sadece konuşmak istiyordum lanet olası!"

O an, az önceden beri yapmadığımı yapıp, başımı kaldırdım ve gözlerine baktım. Gözlerinde işkencenin soğukluğunu aradım. Ne de olsa bu yaptığı işkenceden başka bir şey değildi.

Ama gözlerinde nefret yoktu, ya da soğukluk. Yüzündeki boş ifade beni daha da savunmasız hissettirdi.

"Eğer derdin işkence yapmaksa..." hırıltılı nefesimi düzene sokup devam ettim.

"Sana bu zevki yaşatmayacağım." Ses tonum düşse de kararlı çıkmıştı.

Eli tekrar bileğimi kavradığında daha fazla direnecek gücüm yoktu. En azından fiziksel olarak. Ama çığlıklarımı susturmayacaktım.

Bağırmaya devam ettiğim her an, yüzünde daha da belirginleşen damarı görebiliyordum.

Bacaklarımın altından kolunu geçirip beni kucağına aldığında, daha çok bağırmaya başladım.

Kaslı gövdesini inatla ittiriyor, yaptığım hamleler düşüşüme neden olabileceği halde vazgeçmiyordum.

En sonunda beni kendi yatağına yatırdığında eli pantolonumun düğmesine uzandı.

"Sakın bana bir daha dokunayım deme pislik!" sağlam bacağımla onu ittirmeye çalıştım.

Ses tellerim harap olmuş, bağırdığımı düşünmeme rağmen sesim bir fısıltıdan farksız çıkmıştı.

Aynı anda yüzüne baktım ve ilk defa bir tepki gördüm.

Kaşları çatılmıştı.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin