Amber 10 | TAŞIYICI

21.7K 1.3K 306
                                    







Instagram/ threads: t.y.mazer

tiktok: t.y.mazer

Twitter: tymazerr

***











LACİVERT

AMBER 10. BÖLÜM

TAŞIYICI








Huzur.

Çoğu zaman göreceli bir kavram. Bazen bir annenin sıcak kucağı, babanın şefkatli bir bakışı, ilkbaharda güneşin doğuşu, ya da sonbaharda yüzüne esen ılık rüzgar; bazen ise deliksiz bir uyku, keyifle içilen bir bardak çay ya da başarıyla bitirdiğin bir ödev...

Huzurun bir çok tanımı olabildiğini düşünürdüm.

Ancak James'in kolları... İşte bu hiç aklıma gelmezdi.

Beni kırılacakmışım gibi kollarına sarıp, onunkisinin yanında oldukça ufak kalan bedenimi kanatları altına alan adama baktım. Yanı başımda, oldukça huzurlu ve derin bir uykuda görünüyordu. Saçları her zamanki gibi alnındaki yerini almış, dokunma isteğimi sesli dile getirecek kadar can alıcı görünüyorlardı. Parmaklarım kontrolüm dışında hareket ederken, hissizliğime sarılmış huzur kalıntıları havada geziniyordu. Parmaklarımın ucunu canlandıran bu his, aynı ahenge kapılarak saçlarına ulaşmamı sağladı. İlk defa ona isteyerek dokunmanın verdiği heyecanla boğazımın kuruduğunu hissettim. Sanki ona ihtiyacım vardı ancak beni geriye çeken onlarca sarmaşık buna engel olmak istiyordu. Parmaklarım havada süzülürken saçının bir tutamına değdim ve yoğun bir elektrik akımına çekilmiş gibi hızla geri çekildim.

Çok güzeldi.

Çok güzeldi ve bu kadar güzel olmasının haksızlık olmadığını düşündüm ilk defa. Yaratılışında büyük bir asalet olduğuna inanmaya başladığım bu adam, yanında taşıdığı tüm kadınları kıskandıracak kadar etkileyici ve asildi. Soğuk ifadesi olmasaydı, tablonun çok daha farklı olacağını düşündüğümde tuhaf bir rahatsızlık hissettim. Bu haliyle bile bu kadar etkileyiciyken gülüşünü serbest bıraktığında olabilecekleri düşünemiyordum.

Nefesimi tuttuğumu fark ederek yavaşça ciğerlerimi serbest bıraktım. Kokusu bulunduğumuz ortamı bir tütsü gibi sarmış, yoğunluğuyla zaten yorgun olan bedenimi iyice ona hapsetmişti. Bu sıcaklığa sıkıca tutunan bedenime, yabancı bir toprağa böylesine kolay alışabildiği için hayret ettim.

Edepsiz Lacivert bağımlılık yapıyor, tekrar dokunma hissi uyandırıyordu. Bunu kıpırdanmaya devam eden parmaklarımda, onun nefesine odaklı atan kalbimde hissedebiliyordum.

Yaşadığım karmaşa zihnimde dönüp dururken kendime iyi olduğumu hatırlattım. Tekrar hasta hissetmek istemiyordum. Bu huzurdan koşarak uzaklaşmamı fısıldayan zihnimi susturmak için sıkıca gözlerimi kapadım. Uyusam geçer miydi?

Yanağıma değen parmaklar sıkmakta olduğum dişlerimi gevşetmemi sağladı. Yaşadığım acıyı hafifletmek istercesine, sinir uçlarımda dolandı parmakları. Kulağımın arkasına ulaştığında, yumuşak hareketli bir ninni kadar etkiliydi. Bir insan hem acı hem de ilaç olabilir miydi?

Parmakları son defa göz kapaklarıma değdiğinde sessiz bir komut almış gibi bilincim bulanıklaşmaya başladı.

*

Kulaklarımı dolduran derin melodi ile tatlı uykum arasındaki çekişme, gözlerimi aralamamla son buldu. İçten içe nerede olduğumu bilsem de, etrafıma bakınma ihtiyacı hissettim. Aslında tüm bunlara gerek yoktu. Çünkü kokusu her yanımı sarmış, piyanoya değen parmaklarının çıkardığı ritmik sesle odadaki tüm aurayı ılık bir fırtına gibi kontrol ediyordu.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin