Benzer Yaşam -Gliondel-

174 26 3
                                    

"Bir sorun yok, öyle değil mi?" Yemeğine pek dokunmamış olan Rihen ellerini birleştirip genç kralı süzdü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bir sorun yok, öyle değil mi?" Yemeğine pek dokunmamış olan Rihen ellerini birleştirip genç kralı süzdü. Saçı suda ahenkle dağılıyordu, irislerindeki yeşil ton baskınlığını ilan etmişti.

Merak, diye düşündü Gliondel. Dizekihaların zayıf bir noktası vardı, o da gözlerindeki renklerdi. Bu da sadece soylu olanlarına bahşedilmiş bir lanetti. İrislerinde her tonu barındıran izekler, hangi duyguyla kuşatıldıysa onun karşılığı olan rengi istemsizce çoğaltırlardı. Yeşille bezeli Rihen meraklı bir elf olduğunu bu sayede belli ediyordu ama şimdi bu özelliği arşa çıkmıştı. Kelebek onun içini kemiriyordu.

Gliondel masadan kalkıp gitmeyi düşünmüştü ilk etapta, zihni ciddi anlamda sarsılmıştı zira ama bunu yaparsa çok fazla dikkat çekeceğinin de farkındaydı. Dizekihalarla olan bu taze ilişkileri çok hassas bir ipin üzerinde duruyordu, dengeyi şüphelerle bozmak istemezdi. Üstelik ortada dolanan şu hain lakırdısı da elini kolunu bağlamıştı. Hangisinin düşman olduğu belirsiz dostlarının gözü Gliondel'in üzerindeyken dikkat çeken bir hareket yapamazdı. Kelebek sonrası masadan kalkıp gitmek de hiç şüphesiz dikkat çekerdi.

Böylece Gliondel içinde öfkenin köpürdüğünü hissetmesine rağmen sakince gülümsedi. "Sorun yok, cinler... Sanırım konuşmaya karar vermişler." Hızlı düşünen zihnine minnet etti. Bu cümle Rihen'i tedirgin etmişti. "Gözlerin... Bir sorun yok öyle değil mi?" Gliondel suların kraliçesini pürdikkat izledi. Kendine çevrilen silahı rakibine doğrultmuştu şimdi. Duygular mı, diye düşündü içinden gülerek. Rihen etkileyici olsa da aptal değilim. Bana ilgisi tamamen çıkarları için ve artık bunu daha net görüyorum. Öyleyse karşılıklı yalanların savaşı başlasın.

Rihen yutkundu, elindeki lapayla dolu tüpü hafifçe salladı. Gözlerini hususi olarak orada tutuyordu. "Cinler büyük bir sorun aslında. Yanlış anlaşılmak istemem ama onlardan korkuyoruz. Büyülerinden kaçışımız yok, maruz kaldığımız takdirde bunun geri dönüşü yok. Yakın zamana kadar kadim sözlerle elleri kolları bağlıydı ama şimdi isyan halindeler. Onları mahzenlerde tutuyor olmanız her ne kadar içimizi rahatlatsa da doğal bağınız yüzünden endişe içindeyim. Eninde sonunda onlara duyduğunuz sevgi galip gelecek; cinler ve orman elfleri ayrı yapamaz. Bu, doğanızda yok ve kadim sözleri çiğnedikleri şu zamanda onları salıverdiğinizde... Diyar yardımcımız olsun." Rihen lapayı adeta içine çekti.

Gliondel hayatında nadiren olduğu üzere kafasının karıştığını hissetmişti. Gerçi Rihen akıllı bir elfti ve konuşmalarda kendisini kurtaracak şekilde manevra yapabilirdi. Cinleri kışkırttığının öğrenileceğinden endişe ederken bu hislerini can korkusuna bağlamak da bunlardan biriydi ama yine de... Gliondel düşüncelerinin kesinliğini sorguladı. Rihen'i boş yere mi suçluyordu ama öyleyse gerçek suçlu kimdi? Başını iki yana salladı, beyni çorba olmadan düşüncelerini susturdu.

Kelebeğin gerçek gelişini gizlediğine göre artık onun üzerine düşünebilirdi. Ama Rihen konuşmayı bitirmeye istekli değildi. "Susuyorsun. Cinleri salacak mısın? Haber bununla mı ilgiliydi?"

Gliondel, Rihen'in boşta kalan elini zarifçe tuttu. "Buraya kayıplarınız anmak ve yanınızda olmak için geldim, sevgili Rihen." Bu uyarı yeterliydi.

Rihen bakışlarını kaçırarak gülümsemeye çalıştı ama elini çekmemişti. "Affedersin, dediğim gibi korkular yüzeye yakın ve elimde olmadan didikliyorum bu durumu. İç işlerine karışmak gibi bir amacım yoktu. Lütfen beni yanlış anlama."

"Birbirimizi anladığımıza sevindim. Bu yüzden ziyafetten sonra Finrol'a geri dönmem gerekiyor."

"Anlıyorum, bir geceliğine misafirimiz olursunuz diye ummuştum." Rihen gerçekten de üzgün görünüyordu.

Karizmam bir elfi daha etkisi altına aldı, diye düşündü Gliondel ve aklına gelen ilk şeyi soruverdi. "Okhinas'ı özlüyor musun?" Sadakatsizliğiyle ünlü deniz kralı şimdi Finrol'daydı. Kii'fa saldırısında yaralanan elflerinin başında duruyordu ve kısa zaman içinde yaşadığı topraklara yani sulara geri dönecekti.

"Evet, elbette özlüyorum. O benim eşim ve biz birbirimize kutsal yeminlerle bağlıyız." Rihen'in yanakları kızarmıştı, suyun içindeki en güzel şey olabilirdi.

"Kutsal yemin, kadim söz... Niye sürekli bunları öne sürüyorsun ki. Önemli olan senin duyguların. Okhinas'ı gerçekten de seviyor musun?"

Rihen bu soruyla irkilmişti. "Bunu hiç sorgulamadım."

"Lütfen yalan söyleme. Eminim ki çevrenden kimse sorgulamamıştır ama sen gece başını yastığa koyduğun anda kalbini kurcalıyorsundur." Gliondel suda dağılan altın parıltılı saçını sıkıca topladı, Rihen'in tüm dikkatiyle yüzüne odaklanmasını istiyordu.

"Aslında..." Rihen yeni bir tüp lapa aldı, alkollü bir içecekmişçesine tüketiyordu onu. "Artık birbirimize pek de yakın değiliz. Başta böyle değildi, onu gördüğüm anda etkilenmiştim. Ben biraz daha sakin yaşarım, Okhinas ise benim olmadığım her şeydi. Gülüşü baloncuklar halinde taşardı, yeni tasarım kıyafetler denemeyi, yeni tatlar keşfetmeyi severdi. Çevresi de genişti, ben onun yanında biraz daha utangaç kalıyordum. O aşırılıksa ben ölçüydüm. Sanırım bu farklılıklar yüzünden birbirimize cazip geldik ama zamanla... bu farklılıklar yüzünden yan yana gelmeyi bile sevmez olduk." Rihen bastıramadığı gülüşü sonrası koluyla yüzünü kapattı. "İnanamıyorum, hayatımda ilk kez birine eşimi artık sevmediğimi söylüyorum."

"O yüzden mi Mithari gibi onlarcasına ses çıkarmadın?"

"Herkes farkında yani?" Rihen kolunun altına biraz daha saklandı.

"Okhinas tüm Diyar tarafından gösterişli ama sadık olmayan kral olarak biliniyor." Gliondel bunu söyledikten sonra ciddiyete büründü. "Seni hak etmeyen biri için yıllarını çürütmemelisin."

"Ondan ayrılırsam yönetimden de çekilmek zorunda kalırım. Tahtın sahibi Okhinas, ben değilim."

"Peki taht her şey mi?"

"Bunu ben de sana soruyorum o zaman sevgili Gliondel. Sence taht her şey mi?"

Böylece Gliondel Feylanord yeni düşüncelere daldı. Başkasına nasihatte bulunmak kolaydı ama iş kendisine gelince tüm kurallar yıkılıyordu. Sevgi uğruna pek çok şey yapabilirdi ama taht için tüm bu olasılıkları elemişti. Babası ve Ekin'in olası sevgisiyle Merfos'un hakiki dostluğunu kaybetmişti. Peki mutlu muydu? Buna cevabı elbette ki hayır olurdu. İşte bu yüzdendir ki değişmeye çalışıyordu ve kardeşi Aramir'den gelen mesajla fırtına bulutları toplanırken gökkuşağı da açmıştı. Aramir ona uzatılan eli tutmaya karar vermişti ve Gliondel onunla karşılaşacağı günü iple çeker hale gelmişti.

 Aramir ona uzatılan eli tutmaya karar vermişti ve Gliondel onunla karşılaşacağı günü iple çeker hale gelmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now