İki Kardeş - Ekin-

714 124 84
                                    

Hatırlamanın bu kadar acı verdiğine daha önce hiç şahit olmamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Hatırlamanın bu kadar acı verdiğine daha önce hiç şahit olmamıştı.

Kustu.

İçindeki anılardan kurtulmak istercesine, hücrelerine sinen aldanmışlık hissinin iğrenç tortularından arınırcasına kustu. Yakıcı bir tat bırakarak boğazında ilerleyen mide sıvısı, gözyaşlarıyla kesişiyor ve tahta iskelenin altında bekleyen nehir akıntısına karışıyordu. Ağzında biriken acı tükürükten kurtulan Ekin çenesi titrerken içini çeke çeke ağladı. Çevresinde biriken siluetlerin hayal meyal farkındaydı. Yalnız ya da değil, umrunda değildi gerçi. Çetin'in gerçeği tüm benliğine bir kâbus gibi çöreklenmişti.

Onu öldürdü, diye düşündü donuk bir zihinle; onu ya da onları.

Tutku'nun uçup gidişinin anahtarı...

Hatırladığı andan beri aklından çıkmayan, beyin kıvrımlarına kazınan o cümle içini yiyip bitiriyordu. Bir fare gibi...

Tanem'in eceli küçük bir kablonun ucunda gelmişti. Tutku da pek tabii eski bir anahtarla ölmüş olabilirdi. Kendi boynunda oynayan metal uç aklına geldiğinde Ekin şiddetle titredi. Gerçekler rüyasında onu bulmaya çalışmıştı; kim bilir rüyalarında başka hangi hakikatler gizliydi.

Çetin.

Bir zamanlar telaffuzu ağzında çilekli şeker tadı bırakan ismin şimdi düşüncesi bile midesini bulandırmaya yetiyordu. Midesinden yükselen sıvıyı hissedince tekrar tahta korkuluklara dayanarak berrak nehri, içindekilerle kirletti. Hayır sadece midesindekiler değil, kurtulmaya çalıştığı anıları çok daha kirliydi. Şu ana kadar hep unutmaktan yakınmıştı ancak şimdi unutmak için Gliondel'in ayaklarına kapanabilirdi. Unutmanın belirsizliği vücuduna binlerce dikenin batması gibi bir acıya yol açsa da, hatırlamanın keskin bir bıçak darbesi misali getirdiği yaralar çok daha derindi ve daha çok sızlatmıştı.

Gördüklerinin bir an için kafasında kurguladığı şeyler olabileceğini düşündü. Histerik bir gülüş yerleşti dudaklarına. Çetin'i bir katil olarak düşünen beynini deşse yeriydi. Ekin böyle bir hayalin kıyısından bile geçmezdi. Derken kolunda sıcak bir elin temasını hissetti.

"Beni korkutuyorsun." Havayla aktarılan bir ses değildi duyduğu; zihninde yankılanmıştı.

Kafasını silkeleyerek gözünden süzülen yaşlarla yıkanan yanaklarını sertçe sildi. Ne var ki göz pınarlarının durmaya niyeti yoktu.

"Biraz çekilseler keşke, kız zaten bunaldı."

"Ekin, Ekin, ah Ekin..."

Temaslar arttıkça sesler de çoğalıyordu. Nefesi daralırken Ekin tekrar rüyalarını düşündü. Bilinçli rüyalar ona Diyar tarafından gösterilmişti; ölebilmesi için. Sertçe yutkundu. Gerçeklerin can yaktığı doğruydu ama neticede öldürmezdi; Diyar neden ona böyle bir gösteri sunmuş olabilirdi ki? Sadist bir evrenin kucağına mı düşmüştü yani?

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now