Değişen Düzen -Gliondel-

432 81 125
                                    

İçinde bir şeylerin değiştiğini hissediyordu Gliondel; babasının ölümü

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.


İçinde bir şeylerin değiştiğini hissediyordu Gliondel; babasının ölümü... Hayır, babasının kendi eliyle ölümü onun için kırılma anıydı. Bir türlü atlatamıyordu; aşamıyordu. Oyun gibi düşünmüştü hep, Diyar'ın iyiliği için çalıştığını ama oyunlar keyif verirdi, iyilik ise huzurlu ve mutlu hissettirirdi. Gliondel yokluyordu kendini ama sanki bunların hiçbiri hücrelerinde gezinmiyordu.

Babasının soğuk elini tuttuğunda düşünebildiği tek şey ona ne kadar muhtaç olduğuydu. Baba figürünün güçlü kollarına sığınmak, ona sarılarak ağlamak ve tüm korkularından arınmak; ne güzel olurdu. Bir kere sevildiğini hissetseydi... Hissetmemişti ama; çok uzun bir ömrü olmuştu ve yıllar, çıplak kalan bir ruhla tükenip geçmişti. Buz kesmişti duyguları ve belki de bu yüzden, onları hissetmek çok zor olmuştu. Ekin'i bile güç için kendine oyuncak etmişti. Şimdi, bu ölüm soğuğu ile çevrelenmiş odada iki büklüm dururken yaptığı her şey gözüne çok anlamsız görünüyordu. Ağaç elfleri, Çetin'in özü, Ekin'i büyüyle sarsması, Merfos'un ailesini parçalaması ve babasının ölümü... Tüm bunlar ne içindi? Gücü ele geçirmek için miydi? Bir zamanlar öyleydi evet ama zirvede tek başına olduğunda da sevilmeyecekti ki.

Yaşaran gözünü eli ile sildi ve burnunu çekti. Zeminde bulanık şekiller geziyordu; üstelik zihni de pusluydu. Monus yıllar önce küçük bedenini öyle çok korkutmuştu ki Gliondel hedefini şaşırmıştı. Artık o küçük elf değildi; gücü elinde tutsun tutmasın kimse ona zarar veremezdi ama sevilmek istiyorsa... İşte o zaman kendine çok başka bir yol çizmeliydi. Aklındaki fikir içini ısıtırken belli belirsiz gülümsedi. "Ekin'in kızın olduğunu ne zaman anladın?" Bu kelimeler ise bir anda dökülmüştü dudaklarından.

Perta bir an irkildi ama kendini çabucak toparlayıp gülüverdi. "Yiğit ile bir akşam gizlice benim odama süzüldüler; sen kendini odana kapatmıştın. Bir süre konuştuk; kendimce onlara akıl verdim ve çıkarken Ekin... Bir anda kurutulmuş ve çerçevelenmiş bir çiçeğin önünde duruverdi. Özel bir çiçekti o; benden ve kanımdan başka kimse göremezdi." Perta'nın gözleri özlem ile uzaklara dalmıştı. "Surikii'ye aitti o çiçek ve bana onun hatırası olarak kaldı. İlişkimiz yasaklandığı için ve biliyorsun Surikii sürülmüştü; ona ait hiçbir şeyi evimde barındıramazdım. Ben de çiçeği gizledim ve böylece onu sadece kendi soyumdan gelenler görecekti. Ekin Dünya'dan gelmişti ve kurutulmuş yaprakları hemen fark etmişti. O zaman anladım işte ama kendimi tuttum; çünkü..."

"Çünkü benim neler çevirdiğimi öğrenmek istiyordun." Gliondel ruhsuz bir sesle konuşmuştu. "Ağaç elfleri sayesinde onu büyüledim Perta; sevdiği kişinin özünü kendi kokumla bütünleştirdim." Patır patır dökülüyordu sözcükler ağzından ve gariptir, Gliondel anlattıkça rahatlıyordu. "Bunu detaylı konuşmayı arzu edersen törenden sonra seninle buluşmak isterim. Üstelik benim de merak ettiğim şeyler var. Örneğin; Ekin'i bunca yıl neden görmedin ve onun kızın olduğunu nasıl bilmiyordun?" Gliondel Perta'nın gözlerine keskin bir ifade ile bakıyordu.

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu